Results for cleansing, cleansing translation from English to Turkish

rain is also cleansing.
yağmur aynı zamanda temizler.

formulated with cleansing agent technology
yağ tüketimini azaltmaya yardımcı olur

some call him the father of ethnic cleansing.
bazıları onu etnik temizliğin babası olarak nitelendiriyor.

and it's like cleansing yourself so that you can ...
kendini aklamak gibi, sanki

serbia then filed a counterclaim against croatia for ethnic cleansing.
ardından sırbistan da hırvatistan'a etnik temizlik konulu bir karşı dava açmıştı.

brdjanin did not personally take part in the cleansing attempt, but supported the plan.
brcanin temizlik girişiminde şahsen yer almamakla birlikte plana destek vermişti.

unmik deputy head: kosovo provides lessons in preventing ethnic cleansing
unmik başkan yardımcısı: etnik temizliğin Önlenmesinde kosova'dan Çıkartılacak dersler var

kadare says it is proof that the balkans are not only about war, conflict and ethnic cleansing.
kadare'ye göre bu, balkanlar'ın yalnızca savaş, ihtilaf ve etnik temizlikten ibaret olmadığının bir kanıtı.

then let them perform their acts of cleansing, and fulfill their vows, and circle around the ancient house.
bundan sonra saçlarını, tırnaklarını kesip üstlerindeki başlarındaki kirleri gidersinler ve diğer hac görevlerini yerine getirsinler, dünyanın bu en kıdemli mâbedini bir kere daha tavaf etsinler.

then, let the pilgrims accomplish their acts of cleansing, and let them fulfill their vows, and circumambulate the ancient house.
bundan sonra saçlarını, tırnaklarını kesip üstlerindeki başlarındaki kirleri gidersinler ve diğer hac görevlerini yerine getirsinler, dünyanın bu en kıdemli mâbedini bir kere daha tavaf etsinler.

stanisic and his associate franko simatovic were indicted by the un tribunal on 1 may on charges of ethnic cleansing.
stanisiç ile yandaşı franko simatoviç 1 mayıs tarihinde bm mahkemesinin tarafından etnik temizlikte yer almakla suçlanmıştı.

allah's wish is but to remove uncleanness far from you, o folk of the household, and cleanse you with a thorough cleansing.
allah sizden her türlü kiri giderip sizi tertemiz yapmak istiyor.

zehran alloush of the cursed "islamic front" is calling for ethnic cleansing of the coast.
"İslami cephe" mensubu zehran alloush kıyı boyunca etnik temizlik çağrısı yapıyor.

cardinal vinko puljic warned at a press conference of continual ethnic cleansing and proposed a re-organisation of bosnia and herzegovina.
kardinal vinko puljiç düzenlediği basın toplantısında etnik temizliğin devamı konusunda uyardı ve bosna-hersek'in yeniden düzenlenmesini önerdi.

nato airstrikes continued for 78 days and "ended the systematic intentions for ethnic cleansing and genocide against citizens of kosovo", sejdiu said.
seydiu, nato hava saldırılarının 78 gün sürdüğünü ve "kosova vatandaşlarına yönelik sistematik etnik temizlik ve soykırım girişimlerine son verdiğini" söyledi.

they claim that "quiet ethnic cleansing of macedonians is under way." eighteen macedonian students have left struga this year.
anne ve baba, "sessiz bir makedon etnik temizliğinin devam ettiğini" iddia etti. bu yıl 18 makedon öğrenci struga'yı terk etti.

bosniak politicians say they are against any new census that would legitimise ethnic cleansing and the flight of muslims from republika srpska (rs).
boşnak siyasiler, etnik temizliği ve müslümanların sırp cumhuriyeti'nden (sc) kaçışını meşrulaştıracak her türlü nüfus sayımına karşı olduklarını söylüyorlar.

the prosecution claims that the actions against non-serbs in visegrad constituted one of the most violent ethnic-cleansing campaigns on the territory of the former yugoslavia.
savcılık, visegrad'da sırp harici uyruklulara karşı gerçekleştirilen eylemlerin eski yugoslavya topraklarındaki en şiddet dolu etnik temizlik kampanyalarından biriydi.

clark commanded nato forces during the alliance's 78-day action in 1999, which ended the milosevic regime's campaign of ethnic cleansing in kosovo.
clark, miloseviç rejiminin kosova'daki etnik temizlik harekâtına son veren nato'nun 1999 yılındaki 78 günlük operasyonu sırasında, İttifak kuvvetlerine komuta etmişti.

"grbavica", zbanic's debut feature film, dramatises the agony of women raped as a part of ethnic cleansing during the 1992-1995 conflict in bih.
zbaniç'in ilk uzun metrajlı filmi olan "grbavica", 1992-1995 bosna hersek savaşı sırasında etnik temizlik hareketi kapsamında tecavüze uğrayan kadınların dramını anlatıyor.