Results for conductive translation from English to Turkish

conductive
elektriksel iletken

a conductive pen from the lewis lab at uiuc.
uiuc deki lewis laboratuvarlarından iletken bir kalem.

a conductive object will experience a repulsion force.
İletken bir nesne bir itme kuvvetine maruz kalacaktır.

it's a thousand times more conductive than copper.
bakırdan bin kat daha fazla iletken.

it doesn't require any scalp preparation, no conductive gel or paste.
kafa derisini hazırlamak için bir süreç gerektirmiyor, ya da geçirgen jel veya tutkal.

in this report, the static electric field between two conductive plates is examined.
bu raporda iki iletken levha arasındaki statik elektrik alan incelenmiştir.

the motion of electrons in conductive metals in a specific direction is known as electric current.
İletken metallerdeki elektronların belirli bir yöne doğru hareketi elektrik akımı olarak bilinir.

the material shall also be free of flakes, particles, or other forms of separable electrically conductive materials
malzeme ayrıca pul, parçacık veya ayrı olarak elektrik iletken malzeme şekillerinden ari olacaktır.

a separate plate is then made with a thin layer of the iodide electrolyte spread over a conductive sheet, typically platinum metal.
ayrı bir plaka daha sonra tipik haliyle platin metali üzerine yayılmış iyodür elektroliti yayılmış ince bir tabaka ile yapılır.

conductive objects only rarely generate charge imbalance except, for example, when a metal surface is impacted by solid or liquid nonconductors.
İletken cisimler örneğin metal bir yüzeyin katı veya sıvı bir yalıtkan ile etkileşmesi hariç nadiren yük dengesizliği oluştururlar.

do not place the device to be implanted directly on metal surfaces, as the effectiveness of the antenna is significantly reduced in the vicinity of electrically conductive surfaces.
antenin etkinliği önemli oranda elektrikli iletken yüzeylerin yakında azaldığından implante edilecek cihazı doğrudan metal yüzeyler üzerine yerleştirmeyin.

the fundamental concept behind mhd is that magnetic fields can induce currents in a moving conductive fluid, which in turn creates forces on the fluid and also changes the magnetic field itself.
mhd’nin arkasındaki temel konsept, manyetik alanların hareket halindeki kondaktif sıvılarda akım yaratabilmesine dayanır ki bu akım sıvı üzerinde güç yaratarak manyetik alanın kendisini de değiştirir.

dirt, pollution, salt, and particularly water on the surface of a high voltage insulator can create a conductive path across it, causing leakage currents and flashovers.
bir yüksek gerilim yalıtkanının yüzeyinde kir, kirlilik, tuz ve özellikle su, kaçak akımları ve atlamaları neden olan iletken bir yol oluşturabilirsiniz.

as well as conductive properties, different materials may be chosen to aid charge injection at electrodes by providing a more gradual electronic profile, or block a charge from reaching the opposite electrode and being wasted.
as well as conductive properties, layers may be chosen to aid charge injection at electrodes by providing a more gradual electronic profile, or block a charge from reaching the opposite electrode and being wasted.

• a static electric field is formed between two identical conductive plates – one of which is at a distance of d between them and the other – charged.
• aralarında d kadar uzaklık bulunan bir tanesi diğeri ise – yüklü iki özdeş iletken levha arasında statik elektrik alan oluşur.

even in physical systems which are large and conductive enough that simple estimates of the lundquist number suggest that we can ignore the resistivity, resistivity may still be important: many instabilities exist that can increase the effective resistivity of the plasma by factors of more than a billion.
fizik sistemlerinde bile, ki bu sistemler öyle büyük ve kondaktiftir ki lundquist sayılarının gösterdiği kadarıyla bir direnci göz ardı etsek bile, direnç hala önemli olabilir: efektif direnci artırabilen birçok stabil olmayan durum vardır ve plazmayı etkileyen bir milyardan çok faktör vardır.

=== polymer light-emitting diodes ===polymer light-emitting diodes (pled), also light-emitting polymers (lep), involve an electroluminescent conductive polymer that emits light when connected to an external voltage.
=== polymer light-emitting diodes ===polymer light-emitting diodes (pled), also light-emitting polymers (lep), involve an electroluminescent conductive polymer that emits light when connected to an external voltage source.