Results for curling broom translation from English to Turkish

curling broom
körling

curling
körling

cow curling
köpek curlingi

chiot curling
köpek curlingi

witches' broom
cadı süpürgesi

i need to borrow this broom.
bu süpürgeyi ödünç almam gerekiyor.

grab a broom and help us clean.
bir süpürge al ve temizlememize yardım et.

and that was our first recording studio, which was the broom closet.
İlk kayıt stüdyomuz buydu, süpürge dolabıydı.

pass me the broom and dustpan, please. i spilled some crumbs on the floor.
bana süpürge ve faraşı ver lütfen. yere bazı kırıntılar döktüm.

child marriage rates are still high, but falling. [flying broom]
Çocuk yaşta evlilik oranları düşmesine rağmen hala yüksek. [uçan süpürge]

you know, the toes of the gecko, curling and uncurling like the fingers of michael moschen.
gecko'nun parmaklarını biliyorsunuz. michael moschen'in parmakları gibi kıvrık olan ve olmayan.

the curling competition of the 2010 olympics was held at vancouver olympic/paralympic centre in vancouver.
2010 kış olimpiyatları'nda körling yarışmaları vancouver, vancouver olympic/paralympic centre'da yapılmıştır.

the curling, ice hockey and skating events will take place in vancouver, site of the opening and closing ceremonies.
curling, buz hokeyi ve paten müsabakaları, açılış ve kapanış törenlerinin de gerçekleştirileceği vancouver’da yapılacak.

by an agreement between the curling federations of those three home nations, only scotland can score olympic qualification points for great britain.
bu üç dahili ulusun körling federasyonları arasındaki bir anlaşmaya göre, yalnız İskoçya, büyük britanya olarak olimpik puan skorlandırılmasına vakıftır.

the flying broom women's communication and research foundation is one of the most influential civil society organisations campaigning against juvenile marriage.
uçan süpürge kadın iletişim ve araştırma derneği, çocuk evliliklere karşı kampanya yürüten en etkili sivil toplum kuruluşlarından biri. 54 kentte etkin konumdalar.

not that that is particularly beautiful when you look at it with the human eye, the way the leaves form. they're curling back on each other.
bunun özellikle güzel olması değil çıplak gözle baktığınızda, yaprakların oluşma şekli. birbirlerine kıvrılışları.

figure skater sarah hecken (aged 16) was the youngest team member, while curling european champion andrea schöpp was the oldest at 44.
buz patenci sarah hecken (16 yaşında) takımın en genç sporcusu iken, curling avrupa şampiyonu dr andrea schöpp (44 yaşında) almanyayı oyunlarda temsil edecek olan en yaşlı sporcudur.

in february 2006 the international olympic committee (ioc) ruled that curling was a full part of the olympic program, and have included the medals awarded in the official count.
== madalya sayıları ==== dış bağlantılar ==* ioc chamonix 1924 page* official report* 1924 olympic curling medals count: cbc news february 8, 2006* olympic games in chamonix 1.924

in the cool dim of a fading october light, a broom in his hand, his glance cast downwards towards the grey concrete he sweeps, theodoros dalis works outside his modest bookbinding business in an industrial area just west of athens.
solgun ekim akşamının soğuk ışığında, elinde süpürge, bakışları aşağıya, süpürdüğü gri beton basamaklara takılı, theodoros dalis atina'nın hemen batısındaki sanayi bölgesinde yer alan mütevazı ciltçi dükkanının önünde çalışıyor.

the necessary measures should be taken in order to prevent any damage to the user by the end of railing (by curling it as half-moon shape or mounting it to the tile).
korkuluk uzantısının ucunun kullanıcıya zarar vermemesi için gerekli önlemler ( yarım ay şeklinde aşağı doğru kıvırmak ya da döşemeye monte etmek) alınmalıdır.