Results for frustrated translation from English to Turkish

frustrated
bıkkınlık

i was frustrated.
hüsrana uğradım.

tom became frustrated.
tom sinirli oldu.

tom is getting frustrated.
tom sinirleniyor.

i know you're frustrated.
sinirli olduğunu biliyorum.

and teachers are also frustrated.
Öğretmenler de kızgınlar.

tom seems frustrated and angry.
tom sinirli ve öfkeli görünüyor.

in fact, people were extremely frustrated.
aslında insanlar fazlasıyla bezmişti.

there are lots of people who are frustrated.
baskıdan bıkmış, usanmış bir sürü insan var.

and funnily enough, they were frustrated about that.
İlginç bir şekilde, bundan memnun değillerdi.

people are really frustrated with akp's policies.
akp’nin politikaları halkı gerçekten hayal kırıklığına uğrattı.

they had sought to do him harm, but we frustrated them.
böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.

patients and healthcare practicioners alike are growing increasingly frustrated.
hastalar ve sağlık çalışanlarının durumu giderek zorlaşıyor.

they're probably going to be angry, depressed, frustrated.
mühtemelen sinirli olacaklar, karamsar, hayal kırıklığına uğramış.

and she would get frustrated; she'd blow bubbles in my face.
sinirlendi, yüzüme baloncuklar püskürttü.

and it's not because people were happy or people were not frustrated.
İnsanlar mutlu olduklarından ya da hayal kırıklıkları yaşamadıklarından değil.

and so you see this whole society getting frustrated about losing some of its mobility.
ve görüyorsunuz, tüm halk hareket kabiliyetinin bir kısmını kaybettiği için sinirleniyor.

"i feel frustrated, kind of hollow and deceived and disillusioned," she said.
Öğretmen, "kendimi bıkkın, bir nevi boş ve aldatılmış ve düş kırıklığına uğramış hissediyorum." dedi.

e: [squawks] sw: yeah. it can get a bird like einstein frustrated.
e:[fiyu] sw: evet. einstein gibi bir kuşu çok kızdırabilirdi.

surely those who oppose god and his messenger shall be frustrated as those before them were frustrated.
allah'a ve elçisine karşı gelen (onların koyduğu sınırlardan başka sınırlar koymağa kalkan)lar kendilerinden öncekilerin tepelendikleri gibi tepeleneceklerdir!