Results for grazing translation from English to Turkish

grazing
merada otlatma

zero grazing
sıfır otlatma

common grazing
ortak otlatma

off-farm grazing systems
Çiftlik dışı otlatma sistemleri

hnv off-farm grazing systems
stoklama yoğunluğu hayvan sayısı/he’nın 0,2’sinden az

arable grazing livestock systems
hayvanların otlatıldığı tarla sistemleri

cattle were grazing in the field.
sığırlar kırsalda otlanıyorlar.

provided you with grazing livestock and children
"davarlar, oğullar,"

as provision for you and your grazing livestock.
bunları sizin ve hayvanlarınızın geçinmesi için yapmıştır.

consume them as food or for grazing your cattle.
"yiyin ve hayvanlarınızı otlatın.

[as] enjoyment for you and your grazing livestock.
(bütün bunlar) sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.

and indeed, for you in grazing livestock is a lesson.
davarlarda da ibret alacağınız şeyler var.

from it is drink, and with it grows vegetation for grazing.
kendisinden hayvanlarınıza yedirdiğiniz bir ağaç da ondan oluşmaktadır.

in more hilly areas, land is used for both cultivation and grazing.
daha dağlık bölgelerde toprak hem tarım hem de otlak amaçlı olarak kullanılıyor.

and permitted to you are the grazing livestock, except what is recited to you.
(haram olduğu) size okunanlar dışında kalan hayvanlar, size helal kılındı.

and among people and moving creatures and grazing livestock are various colors similarly.
aynı şekilde, insanlar, hayvanlar, çiftlik hayvanları da çeşitli renklerdedir.

they depend on small farming, grazing, firewood gathering and other subsistence livelihoods.
bu insanlar ufak çaplı çiftçilik, hayvan otlatma, odunculuk ve başka yollardan geçimlerini sağlıyorlar.

is a bad feeder lot operation for beef better or worse than a bad grazing operation for beef?
sığırlara kötü yem verme onları kötü otlatmadan daha mı iyi, yoksa kötü mü?

and of the grazing livestock are carriers [of burdens] and those [too] small.
hayvanlardan da (çeşit çeşit yarattı). kimi yük taşır, kiminin yününden döşek yapılır.

so now, you've got your pizza nights, you've got your microwave nights, you've got your grazing nights, you've got your fend-for-yourself nights and so on.
böylece artık pizza geceleri ortaya çıktı, mikrodalga geceleri ortaya çıktı, sadece bir şeyler atıştırma geceleri ortaya çıktı. kendi-başının-çaresine-bak geceleri ortaya çıktı falan filan.