Results for have 3 active powerups at the sam... translation from English to Turkish

have 3 active powerups at-the same time
tem 3 powerups activa no mesmo tempo

they started at the same time.
onlar aynı zamanda başladılar.

he can do both at the same time.
aynı anda ikisini de yapabilir.

communicate at the same time with meanwhile
aynı anda iletişim kurname

and they all operate at the same time.
ve hepsinin aynı anda işliyor.

and then he can see that at the same time.
aynı zamanda bunu da görebiliyor.

light all the squares up at the same time
tüm kareleri eş zamanlı ışıklandır

females reach breeding age at the same time.
dişiler de aynı zamanda doğurganlığa ulaşır.

at the same time, visual should be added.
aynı zamanda görsel eklenmeli.

at the same time the german confederation was restored.
aynı zamanda alman konfederasyonu da tekrar kuruldu.

at the same time much development occurred in the field.
aynı zamanda bu alanda birçok geliştirme meydana geldi.

at the same time, it was renamed the biblioteca nacional.
kütüphanenin adı 1836'da "biblioteca nacional" olarak değiştirilmiştir.

at the same time, as i say, you open up this joint.
ben söylerken aynı zamanda bu eklemi açmış oluyorsunuz.

and all those stories are being heard at the same time.
ve bütün bu hikâyeler aynı anda duyuluyor.

at the same time, he also joined the social democratic party.
aynı zamanda, almanya sosyal demokrat partisi'ne katıldı.

at the same time, fox has gradually become a hardcore sex channel.
aynı zamanda, fox, hardcore sex kanalı haline gelmiştir.

"at the same time, this project has a negative symbolic connotation.
“Öte yandan, projenin olumsuz bir sembolik iması da olacak.

at the same time, external deficits have been on a steady and rapid rise.
diğer yandan dış ödemeler açığı hızla ve sürekli olarak artıyor.

at the same time, i think religions don't deserve all the credit.
ama aynı zamanda da dinlerin bu konuda bütün itibarı hakketmediğini düşünüyorum.

and at the same time i have to watch i don't inhale my own work, at the same time.
aynı zamanda, nefes alırken kendi eserimi solumamaya dikkat etmem lazım.