Results for he is always idling about and goo... translation from English to Turkish

he is always complaining about his boss.
her zaman patronunu şikayet ediyor.

he is always vague about his intentions.
her zaman niyetleri hakkında muğlak.

he is always late for class.
o, zaman sınıfa geç kalır.

he is always saying bad things about others.
başkaları hakkında her zaman kötü şeyler söylüyor.

he is always asking for money.
o, her zaman para istiyor.

he is always cool.
o, her zaman sakindir.

he is always forgiving and merciful.”
doğrusu o, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir."

he is always cheerful.
o her zaman neşelidir.

he is always on my side.
o sürekli benim tarafımda.

he is always day-dreaming.
o her zaman hayal kuruyor.

he is always as busy as a bee.
o, her zaman bir arı gibi meşguldür.

he is always boasting of his achievements.
o, her zaman başarılarıyla övünüyor.

they are absolutely disgusting and they're good for nothing."
kesinlikle iğrençler ve hiç bir şey için iyi değiller.''

he is always at the top of the class.
o her zaman sınıfın zirvesindedir.

he is always finding fault with his teacher.
o her zaman öğretmenin hatasını buluyor.

he is always complaining of his room being small.
her zaman odasının küçük olmasından yakınır.

he is always ready to find fault with other people.
o her zaman diğer insanların hatalarını bulmak için hazırdır.

everybody had looked on him as a good-for-nothing.
herkes ona bir serseri olarak bakmıştı.

they said, “if the wolf ate him, and we are many, we would be good for nothing.”
"and olsun ki, biz kuvvetli bir toplulukken kurt onu yerse, biz aciz sayılırız" dediler.

for allah is always ready to accept repentance. he is all-compassionate.
allah tevvâb'dır, tövbeleri çok kabul eder; rahîm'dir, merhametine sınır yoktur.