Results for his ashes are burned here translation from English to Turkish

his ashes are buried here.
onun külleri burada gömülüdür.

his ashes were later taken to east germany.
külleri daha sonra doğu almanya'ya götürüldü.

the ballot papers are burned after every second vote.
seçim pusulaları her iki oyda bir yakılacak.

my skin is black upon me, and my bones are burned with heat.
kemiklerim ateşten yanıyor.

for my days are consumed like smoke, and my bones are burned as an hearth.
kemiklerim ateş gibi yanıyor.

depending on the amount of doner meat, other radians are burned in the same way.
döner eti miktarına bağlı olarak diğer radyanlarda aynı şekflde yakılır.

like ashes are the deeds of those who deny their lord, which the wind blows away on a windy day.
rab'lerini inkar edenlerin yaptıkları işler, fırtınalı bir günde rüzgarın savurduğu kül gibidir.

his final resting place is a golden globe that contains his ashes at the nikola tesla museum in belgrade.
huzurla yattığı yer belgrad'da nikola tesla müzesi'nde küllerini barındıran altından bir küre.

during these seven suites, seven different types of incense are burned and the dancers are covered by veils of seven different colours.
" bu yedi suit sırasında, tütsü yedi farklı tip ve yakılır dansçılar yedi farklı renk perdeler ile kaplıdır.

in keeping with the actor's last wish, his ashes were scattered on the bistrica river, not far from the kosovo town of prizren.
aktörün son arzusu yerine getirilerek, külleri kosova'nın prizren kasabasına çok da uzak olmayan bistrica nehri'ne savruldu.

therefore hath the curse devoured the earth, and they that dwell therein are desolate: therefore the inhabitants of the earth are burned, and few men left.
yaşayanlar bu nedenle yanıyor, pek azı kurtulacak.

if a man abide not in me, he is cast forth as a branch, and is withered; and men gather them, and cast them into the fire, and they are burned.
bir kimse bende kalmazsa, çubuk gibi dışarı atılır ve kurur. böylelerini toplar, ateşe atıp yakarlar.

he was cremated, and his ashes were buried in the family plot in the assistens cemetery in the nørrebro section of copenhagen, along with those of his parents, his brother harald, and his son christian.
cesedi yakıldı ve külleri norrebro'daki (kopenhag'ın bir bölgesi) assistens mezarlığı'nda bulunan aile büyüklerinin, kardeşi harald ve oğlu christian'ın da olduğu aile mezarlığına gömüldü.

and they said unto me, the remnant that are left of the captivity there in the province are in great affliction and reproach: the wall of jerusalem also is broken down, and the gates thereof are burned with fire.
‹‹sürgünden kurtulup yahuda İline dönenler büyük sıkıntı ve utanç içinde›› diye karşılık verdiler, ‹‹Üstelik yeruşalim surları yıkılmış, kapıları yakılmış.››

he was immediately deified and his ashes were returned to rome, and rested in hadrian's mausoleum (modern castel sant'angelo) until the visigoth sack of the city in 410.
hemen tanrılaştırıldı ve külleri roma'ya gönderilerek visigotların şehri yağmaladığı 410 yılına kadar da şehri kalacağı hadrian mausoleum'una (günümüzde sant'angelo Şatosu) yerleştirildi.

research is showing that energy produced from biomass cultivation [growing and harvesting specific crops that are burned to produce electricity] may be the most environmentally benign option," one participant said, pointing out that 20% to 25% of sweden's electricity comes from biomass production, which suggests that it may be a better option than hydropower.
"araştırmalar, biyokütle tarımından [yakılarak elektrik üretilen özel hububatların yetiştirilip hasat edilmesi] üretilen enerjinin çevresel açıdan en tehlikesiz seçenek olabileceğini gösteriyor." diyen bir katılımcı, İsveç'in elektriğinin %20 ila %25'inin biyokütle üretiminden geldiğini ve bunun da hidroelektrik enerjisinden daha iyi bir seçenek olabileceğini gösterdiğine işaret etti.