Results for makest translation from English to Turkish

they said: makest thou a jest of us?
"bizi alaya mı alıyorsun?" dediler.

they said: "makest thou a laughing-stock of us?"
"bizi alaya mı alıyorsun?" dediler.

thou that makest thy boast of the law, through breaking the law dishonourest thou god?
kutsal yasayla övünürken, yasaya karşı gelerek tanrıyı aşağılar mısın?

thou makest us a byword among the heathen, a shaking of the head among the people.
gülüyor halklar halimize.

behold, thou art called a jew, and restest in the law, and makest thy boast of god,
ya sen? kendine yahudi diyor, kutsal yasaya dayanıp tanrıyla övünüyorsun.

thou makest us a reproach to our neighbours, a scorn and a derision to them that are round about us.
Çevremizdekilerin eğlencesi, alay konusu ettin.

or till thou possessest a garden of plants and vines, and thou makest rivers to gush forth abundantly all amongst it,
"veya hurma ve üzüm bahçelerin olup aralarında ırmaklar fışkırtmalısın."

they said: makest thou a jest of us? he said take refuge with allah that i should be of the ignorant.
"bizimle alay mı ediyorsun," deyince de "cahilce davranmaktan allah'a sığınırım," dedi.

or till thou makest heaven to fall, as thou assertest, on us in fragments, or thou bringest god and the angels as a surety,
"veya ileri sürdüğün gibi gökten üzerimize parçalar düşürmeli, yahut allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin."

art thou greater than our father abraham, which is dead? and the prophets are dead: whom makest thou thyself?
yoksa sen babamız İbrahimden üstün müsün? o öldü, peygamberler de öldü. sen kendini kim sanıyorsun?››

o prophet! why makest thou unlawful that which allah hath made lawful unto thee, seeking the good-will of thy wives!
ey peygamber niçin, allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin, hatırı için haram kılıyorsun?

our lord! surely whomsoever thou makest enter the fire, him thou hast indeed brought to disgrace, and there shall be no helpers for the unjust:
"rabbimiz! sen ateşe kimi sokarsan, onu şüphesiz rezil etmiş olursun, zulmedenlerin hiç yardımcıları yoktur".

and recall what time musa said unto his people: verily allah commandeth you that ye slaughter a cow. they said: makest thou a jest of us?
musa, kavmine: allah bir sığır kesmenizi emrediyor, demişti de: bizimle alay mı ediyorsun? demişlerdi.

thou makest the night to enter into the day and thou makest the day to enter into the night, thou bringest forth the living from the dead and thou bringest forth the dead from the living, and thou providest whomsoever thou wilt without reckoning.
"geceyi gündüze bağlayıp-katarsın, gündüzü de geceye bağlayıp-katarsın; diriyi ölüden çıkarırsın, ölüyü de diriden çıkarırsın. sen, dilediğine hesapsız rızık verirsin."

the jews answered him, saying, for a good work we stone thee not; but for blasphemy; and because that thou, being a man, makest thyself god.
Şöyle yanıt verdiler: ‹‹seni iyi işlerden ötürü değil, küfür ettiğin için taşlıyoruz. İnsan olduğun halde tanrı olduğunu ileri sürüyorsun.››

o prophet! why makest thou unlawful that which allah hath made lawful unto thee, seeking the good-will of thy wives! and allah is forgiving, merciful.
ey peygamber, eşlerinin razılığını arayarak ne diye allah'ın sana helal ettiğini kendine haram etmedesin ve allah, suçları örter, rahimdir.

and remember moses said to his people: "allah commands that ye sacrifice a heifer." they said: "makest thou a laughing-stock of us?"
musa, kavmine: allah bir sığır kesmenizi emrediyor, demişti de: bizimle alay mı ediyorsun? demişlerdi.