Results for mayest translation from English to Turkish

to thy heart and mind, that thou mayest admonish.
apaçık arap diliyle, uyaranlardan olman için onu cebrail senin kalbine indirmiştir.

and bestow not favour that thou mayest receive more.
daha çok istekte bulunmak için iyilik yapma.

upon thy heart, that thou mayest be of the warners,
apaçık arap diliyle, uyaranlardan olman için onu cebrail senin kalbine indirmiştir.

move not thy tongue therewith that thou mayest hasten therewith.
(ey muhammed,) onu hemen okumak için diline depretme.

but there is forgiveness with thee, that thou mayest be feared.
Öyle ki senden korkulsun.

that thou mayest regard discretion, and that thy lips may keep knowledge.
dudaklarınla bilgiyi korursun.

i verily of the good which thou mayest send down for me i am needy.
bana lütfedeceğin her türlü nimete muhtacım!” diye dua etti.

and i cast on thee love from me in order that thou mayest be formed under mine eye.
bana da ona da düşman olan biri onu alsın!” ve “ey mûsâ! nezaretim altında yetiştirilmen için sana karşı insanların gönüllerinde tarafımdan bir sevgi bıraktım!” [28,7-9]

and it is sent that thou mayest warn thereby the mother of towns and those around it.
Âhirete iman edenler, buna da inanırlar ve onlar namazlarını hakkıyla kılmaya devam ederler.

that thou mayest warn a people whose fathers were not warned; so they are negligent.
ataları uyarılmadığından tümüyle habersiz kalmış bir toplumu uyarman için...

so today we shall deliver thee with thy body, that thou mayest be a sign to those after thee.
"bugün senin bedenini kurtaracağız ki, arkandan gelenlere bir ibret olasın.

thou mayest not sacrifice the passover within any of thy gates, which the lord thy god giveth thee:
‹‹fısıh kurbanlarını tanrınız rabbin size vereceği kentlerden birinde kesmeyeceksiniz;

and the lord god commanded the man, saying, of every tree of the garden thou mayest freely eat:
ona, ‹‹bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin›› diye buyurdu,

he said: art thou come unto us that thou mayest drive us out of our land by thy magic, o musa!
(firavun musa'ya şöyle) dedi: "ey musa! sen sihrinle bizi yerimizden çıkarmak için mi geldin bize?"

musa said: hast thou scuttled it that thou mayest drown the people thereof? assuredly thou hast committed a thing grievous.
musa, içindekileri boğmak için mi gemiyi deldin dedi, andolsun ki pek kötü bir iş yaptın.

o jerusalem, wash thine heart from wickedness, that thou mayest be saved. how long shall thy vain thoughts lodge within thee?
ne zamana dek yüreğinde kötü düşünceler barındıracaksın?