Results for misery translation from English to Turkish

misery loves company.
el ile gelen düğün bayram.

or some poor wretch in misery,
veya hiçbir şeyi olmayan yoksula.

or a needy man in misery;
veya hiçbir şeyi olmayan yoksula.

or a needy person in misery
veya hiçbir şeyi olmayan yoksula.

love is mystery and misery indefinitely.
aşk, sürekli olarak gizem ve sefalettir.

budva is not alone in its misery.
budva bu sefaletinde yalnız da değil.

destruction and misery are in their ways:
yıkım ve dert var yollarında.

in this case misery truly does love company.
bu durumda, mutsuzluk gerçekten de sevinç getirir.

disgrace this day and misery are upon the disbelievers.
[86,9-10; 26,93]

and faces on that day will be covered with misery.
o gün bazı yüzler de perişan;

we will indeed make smooth for him the path to misery;
ama, cimrilik eden, kendini allah'tan müstağni sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin güçlüğe uğramasını kolaylaştırırız.

remembering mine affliction and my misery, the wormwood and the gall.
pelinotuyla ödü anımsa!

so we heard his cry and relieved him of the misery he was in.
biz de onun duasını kabul etmiş ve başına gelenleri kaldırmıştık.

we unleashed upon them a screaming wind, on a day of unrelenting misery.
biz onların üstüne o pek talihsiz günde, her şeyi söküp atan bir kasırga gönderdik.

let him not expel you and your spouse from paradise lest you plunge into misery.
doğrusu cennette ne acıkırsın, ne de çıplak kalırsın; orada ne susarsın ne de güneşin sıcağında kalırsın" dedik.

so the ultimate goal of psychoanalytic psychotherapy was really what freud called ordinary misery.
Öyleyse, psikoanalitik psikoterapinin nihai hedefi freud'un çağırdığı gibi olağan mutsuzluktu.

i am not one for misery … we do what we can," said vicky, 62.
62 yaşındaki vicky, "bakın, biz emekliyiz ve bu yıl noel ikramiyesi almadık.

what about someone who covers his face against the terrible misery of the day of resurrection?
kıyamet günü, (elleri bağlı olduğu için) yüzüyle o en kötü azabdan korunmağa çalışan (ile güven içinde bulunan bir olur) mu?

they will say: "o lord, our misery overwhelmed us, so we remained a people astray.
"rabbimiz," diyecekler, "bizi talihsizliğimiz yendi; biz sapıtan bir toplum olduk."

you protect yourself from all the unexpected miseries or hurt that might show up.
kendinizi ortaya çıkabilecek acılar ve ızdıraplardan bu şekilde korursunuz.