Results for no reason to stay is a good reaso... translation from English to Turkish

i really see no reason to stay.
kalmak için gerçekten bir neden görmüyorum.

and so there is a good reason for this.
ve bunun için iyi bir neden var.

i've got a good reason to be worried.
endişelenmek için iyi bir nedenim var.

i see no reason to continue.
devam etmek için sebep olmadığını anlıyorum.

that's a reason to go out of home. yeah?
evden dışarı çıkmak için iyi bir neden. değil mi?

tom had good reason to be angry.
tom'un kızgın olmak için iyi bir nedeni vardı.

i really see no reason to leave.
gitmek için gerçekten bir neden görmüyorum.

i see no reason to discuss it further.
İlerde bunu tartışmak için sebep olmadığını anlıyorum.

"there is no reason to panic."
"paniğe gerek yok."

he said the south had good reason to protest.
güney'in protesto etmek için iyi bir nedeni olduğunu söyledi.

tom had no reason to suspect that mary was lying.
tom'un mary'nin yalan söylediğinden şüphelenmek için bir nedeni yoktu.

georgiou said he had no reason to inflate the deficit.
georgiou, açığı şişirmek için bir nedeni olmadığını belirtti.

new democracy has good reason to mount a strong attack.
yeni demokrasi'nin güçlü bir saldırıda bulunmak için iyi bir gerekçesi var.

i have no reason to believe that tom won't do what i asked him to do.
tom'un ondan yapmasını istediğimi yapmayacağına inanmak için hiçbir nedenim yok.

canada is a good place to go if it's your first experience living abroad.
eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, kanada gidilecek iyi bir yerdir.

there is no reason to reproach those who do good deeds; god is most forgiving and merciful.
fakat iyilik eden iyi kişilere savaştan geri kalmak için bir vesile yoktur ve allah, suçları örter, rahimdir.

disaffected youth complain that there is no one worth voting for and thus no reason to go to the polls.
hükümetten memnun olmayan gençlik hiç kimsenin oy vermeye değer olmadığını ve bu yüzden de sandık başına gitmeye gerek olmadığından şikayetçi.

and if i had money here, i wouldn't have any reason to go there
burada param olsaydı da, oraya gitmem için bir neden olmazdı."

and there's a good reason to be, because old stuff didn't eat you. right?
bunun için iyi bir sebep de vardır, çünkü bildik şeyler seni yememiştir, değil mi?

"there is no reason to dismiss iran's importance in our energy policy.
milletvekili, "İran'ın enerji politikamızdaki önemini reddetmeye gerek yok.