Results for not everyone likes me but not eve... translation from English to Turkish

not everyone likes that book.
herkes o kitaptan hoşlanmıyor.

not everyone in town likes tom.
Şehirdeki herkes tom'u sevmiyor.

and not everyone will. but you don't need everyone.
ve bunu herkes yapmayacaktır. ama zaten herkese de ihtiyacınız yok.

but not everyone agrees.
ancak herkes aynı fikirde değil.

but not everyone was happy.
ancak bu durumdan herkes memnun değil.

but not everyone believes that will happen.
fakat bunun olacağına herkes inanmıyor.

not everyone agrees.
fakat herkes aynı fikirde değil.

not everyone is honest.
herkes dürüst değildir.

not everyone can be a poet.
herkes şair olamaz.

not everyone in kosovo agrees.
kosova'da herkes buna katılmıyor.

not everyone here can speak french.
buradaki herkes fransızca konuşamaz.

but not everyone wants to see closer relations with the arab countries.
fakat herkes arap ülkeleriyle ilişkileri yakınlaştırmak istemiyor.

not everyone, however, welcomes the move.
ancak bu hareketi herkes memnuniyetle karşılamıyor.

however, not everyone shares that opinion.
ancak bu görüşü herkes paylaşmıyor.

not everyone finds it a show-stopper.
herkes bunun sinemaya gitmeye engel olacağını düşünmüyor.

and not everyone has a ph.d. in science.
ve herkesin bilimde doktora derecesi olmuyor.

however, not everyone is on board for the changes.
ancak değişikliklerden herkes memnun değil.

however, not everyone in belgrade sees things the same way.
fakat belgrad'da herkes durumu böyle görmüyor.

and obey not everyone who swears much, and is considered worthless,
diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak zorbaya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye, mal ve oğulları vardır diye aldırış etmeyesin.

not everyone in the gay community considered the revolt a positive development.
gey topluluğun içerisinde herkes başkaldırıyı olumlu bir gelişme olarak nitelendirmedi.