Results for onions translation from English to Turkish

onions
soğan (sebze)

japanese bunching onions
gal soğanı

tom chopped some onions.
tom bir miktar soğan doğradı.

i can eat anything but onions.
soğandan başka her şeyi yiyebilirim.

onions cook more quickly than potatoes.
soğanlar patateslerden daha çabuk pişer.

hold the onions: laiki sales fall
soğanları tutun: laiki'de satışlar düşüyor

onions can be eaten raw or cooked.
soğan çiğ ya da pişmiş yenilebilir.

i don't like the taste of onions.
soğanın tadını sevmiyorum.

let me show you how to chop onions without crying.
bana izin ver sana soğanları nasıl ağlamadan keseceğini göstereyim.

macedonians also string up peppers, onions, garlic and corn and let them dry.
makedonlar biber, soğan, sarımsak ve mısırı ipe dizip kurutuyorlar da.

cucumbers, spinach, broccoli and onions are considered non-starchy vegetables.
salatalıklar, ıspanak, brokoli ve soğanlar nişastalı olmayan sebzeler olarak kabul edilirler.

caltabosi is a thick sausage, normally pig intestines stuffed with pork, rice and onions.
caltabosi, normalde içi domuz eti, pirinç ve soğanla doldurulmuş domuz bağırsağından hazırlanan kalın bir sosis türü.

"my wife makes cheese and i sell apples, potatoes, onions and tomatoes in pristina and in gracanica.
setimes'a konuşan krstiç, "karım peynir yapıyor; ben de priştine ve gracanica'da elma, patates, soğan ve domates satıyorum.

"the best part is the vegetables such as peppers, tomatoes, potatoes, onions and beans," she said.
“İşin en iyi tarafı, biber, domates, patates, soğan ve fasulye gibi sebzeler.

so call upon your lord to bring forth for us from the earth its green herbs and its cucumbers and its garlic and its lentils and its onions."
bir tek yemekle yetinemeyiz; bizim için rabbine dua et de yerin bitirdiği şeylerden; sebzesinden, hıyarından, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından bize çıkarsın, dediniz.

this man is angry because somebody threw onions all over the staircase, and basically -- you know, i guess onions are a theme here.
bu adam kızgın çünkü birisi merdivenin her tarafına soğan atmış,... ...ve aslında soğanların burada birer tema olduğunu düşünüyorum...

at the supermercado mexico in portland, oregon, you’ll find a turning spit of pork, basted with chili and onions, dripping fat and flavor.
portland, oregon'da bulunan supermercado mexico'da; soğan ve acı biber ile dövülmüş, yağ ve lezzet damlayan domuz şiş döner görebilirsiniz.

* "lap" - a traditional lao salad containing meat, onions, chillies, roasted rice powder and garnished with mint.
* lap - et, soğan, acı biber ve kavrulmuş pirinç unundan yapılıp taze nane ile süslenen geleneksel bir lao salatası.

we remember the fish, which we did eat in egypt freely; the cucumbers, and the melons, and the leeks, and the onions, and the garlick:
‹‹mısırda parasız yediğimiz balıkları, salatalıkları, karpuzları, pırasaları, soğanları, sarmısakları anımsıyoruz.

so invoke your lord for us, so that he may bring forth for us of that which the earth grows—its greens and cucumbers, its garlic, lentils, and onions.’
bir tek yemekle yetinemeyiz; bizim için rabbine dua et de yerin bitirdiği şeylerden; sebzesinden, hıyarından, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından bize çıkarsın, dediniz.