Results for overlapping;overlapping translation from English to Turkish

overlapping fillings
bununla birlikte, klinik deneyimler, dolguların üst üste binen kenarları ile gösterilen bir etki olan, restorasyonlarda değişikliklerin mine ve dentindekinden çok daha küçük ölçekte gerçekleştiğini göstermektedir

you can see them overlapping.
onları çakışırken görebilirsiniz.

snap windows only when overlapping
& pencereleri sadece üst üste gelirken yapıştır

leaving overlapping length figure 5:
bindirme boyu bırakılması Şekil 5:

what we see, however, are two overlapping triangles.
ancak gördüğümüz şey üst üste binen iki üçgen.

critics taking aim at serbia's overlapping agencies
sırbstan'ın mükerrer daireleri eleştirilere hedef oluyor

plastics have overlapping densities over a very narrow range.
plastiklerin ise birbiriyle örtüşen ve çok dar bir aralıkta değişen yoğunlukları vardır.

this has resulted in the ranges of all three species overlapping.
bu yayılma sonucunda farklı üç türün aynı bölgede yaşamasına neden olmuştur.

it is closely related to and overlapping with the practice of data management.
"bilgi yönetimi, kurumsal yapılandırmanın mimarisi ile bir tabloda açıklanmıştır.

there is no overlapping remit, membership or even a mechanism for coordination.
koordinasyon için üst üste gelen sorumluluk, üyelik ve hatta mekanizma yoktur.

the common state of affairs is to have overlapping versions of hominids, not one.
Üst üste binen hominid versiyonları olması çok yaygın bir durum, tek değil yani.

and we got these overlapping circles. and we found only 173 genes common to all 13 organisms.
ve bunun sonucunda bu çakışan daireleri bulduk. ve 13 organizmaya ait sadece 173 ortak gen bulduk.

with multiple panels and agencies involved, one of the chief problems in turkey has been the overlapping of competencies.
siber savunma alanına birçok kurum ve platformun katıldığı bir ortamda, türkiye’nin karşılaştığı en önemli sorunlardan biri de, uzmanlık alanlarının birbiriyle örtüşmesi.

the aboral or upper surface may be smooth, granular or spiny, and is covered with overlapping plates.
Üst ya da aboral yüzeyleri pürüzsüz, taneli ya da dikenli olabilir ve üst üste geçen plakçıklardan oluşur.

overlapping responsibilities between the presidency and government have left macedonia without ambassadors in several countries, but a solution has now been found.
cumhurbaşkanlığı ve hükümetin yetkilerinin örtüşmesi yüzünden makedonya'nın birçok ülkede büyükelçisi bulunmuyordu, ancak bu duruma bir çözüm bulundu.

==properties of the lagrangian and hamiltonian functions==following are overlapping properties between the lagrangian and hamiltonian functions.
==lagrange İşlevi ve hamilton İşlevlerinin Özellikleri==aşağıdakiler lagrangian ve hamiltonian işlevlerinin arasındaki birbirleriyle örtüşen özellikleridir.

overlapping pipes are manufactured from circular steel pipes with 4mm wall thickness for safely carrying all inner and outer forces likely to occur in scaffolding joint points.
bindirme boruları iskele birleşim noktalarında oluşacak tüm iç ve dış kuvvetlerin güvenle taşınabilmesi amacıyla 4 mm et kalınlığında dairesel çelik borulardan imal edilmektedir.

later protein sequencing work proved that this could not be the case; the true genetic code is non-overlapping and degenerate, and changing the order of a combination of bases does change the amino acid.
daha sonra protein dizileme çalışmaları bu durumun olamayacağını kanıtladı; gerçek genetik kodun örtüşmeyen ve dejenere olan ve kombinasyonun sırasını değiştiren bazlar amino asidi değiştirir.

overlapping activities, lack of co-ordination and inexperienced new recruits became a hallmark of transitional-type intelligence and police services.
faaliyetlerin çakışması, koordinasyon eksikliği ve yeni alınan deneyimsiz elemanlar geçiş tipi istihbarat ve polis servislerinin belirleyici özellikleri haline geldi.

i mean, in real life, things are much more nuanced and complex, and there's all of these overlapping stories intersecting and touching each other.
demek isteğim, gerçek hayatta her şey çok daha incelikli ve karmaşık; ve birbiriyle ortusen, birbiriyle kesişen, birbirine dokunan bir sürü öykü var.