Results for peach translation from English to Turkish

peach
Şeftali

peach nectar
Şeftali nektarı

tom is a peach.
tom hoş biri.

tom ate some peach cobbler.
tom biraz şeftali pastası yedi.

100% peach and apple juice
% 100 Şeftali elma suyu

water, peach puree concentrate, sugar
su, Şeftali püre konsantresi, Şeker

the peach tree is beautiful when in flower.
Şeftali ağacı çiçek açtığı zaman çok güzeldir.

tom ate half the peach and handed me the rest.
tom yarım şeftali yedi ve artanını bana uzattı.

it's all peach and pine and calming colors.
her yer şeftali ağacı, cam ağacı ve rahatlatan renklerde.

water, puree peach concentrate, apple juice concentrate
su, şeftali püre konsantresi, elma suyu konsantresi

i then read him a chapter of roald dahl's "james and the giant peach."
sonra ona ronald dahl'ın "james ve dev Şeftali"sinden bir bölüm okudum.

they have covered songs by led zeppelin, ted nugent, peach, kyuss, the dead kennedys, and the ramones.
they have covered songs by led zeppelin, ted nugent, peach, kyuss, and the ramones.

the programme includes readings of excerpts from stanev's masterpiece, "the peach-garden trespasser".
programda stanev'in başyapıtı olan "the peach-garden trespasser"dan ("Şeftali hırsızı") pasajlar da okunacak.

four different playable characters are initially available in "super mario 3d world": mario, luigi, princess peach, and toad.
==oyun==oyun 3d ortamda oynanır.oynanabilen karakterler mario, luigi, prenses peach, rosalina, toad ve kaptan toad'dır.

every afternoon, as they were coming from school, the children used to go and play in the giant’s garden. it was a large lovely garden, with soft green grass. here and there over the grass stood beautiful flowers like stars, and there were twelve peach trees that in the spring time broke out into delicate blossoms of pink and pearl, and in the autumn bore rich fruit. the birds sat on the trees and sang so sweetly that the children used to stop their games in order to listen to them. “how ha
her öğleden sonra, okuldan gelirlerken, çocuklar giant'ın bahçesine gider ve oynarlardı. yumuşak yeşil çimenli, büyük ve sevimli bir bahçeydi. Çimlerin üzerinde yıldızlar gibi güzel çiçekler duruyordu ve ilkbaharda pembe ve inci gibi narin çiçeklere dönüşen ve sonbaharda zengin meyveler veren on iki şeftali ağacı vardı. kuşlar ağaçların üzerinde oturur ve o kadar tatlı söylerlerdi ki çocuklar onları dinlemek için oyunlarını durdururlardı. “nasıl ha.