Results for proportionately translation from English to Turkish

who created you proportionately and fashioned you
ey insanoğlu! seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan rabbine karşı seni aldatan nedir?

who has created (all things) proportionately,
bir rab ki yarattı, derken düzüp koştu.

in his plans everything has been designed proportionately.
doğrusu o’nun katında her şey bir ölçü iledir. [23,13-14; 39,6; 53,32]

the obtained data has been proportionately arranged as tabular.
elde edilen veriler oransal olarak tablo halinde düzenlenmiştir.

but clarke said civil liberties had to be treated proportionately.
fakat clarke, sivil özgürlüklere orantılı muamele gösterilmesi gerektiğini söyledi.

god knows well what every female conceives. he knows what the wombs spoil and dispose of. in his plans everything has been designed proportionately.
allah, her dişinin, neye gebe kalıp ne doğuracağını ve ana karnında dölün zamanına göre orada ne kadar eksik, ne kadar fazla kalacağını bilir ve onun katında her şeyin sayılı bir zamanı, ölçülü bir müddeti var.

and then in a series of 55 balls, it reduces, proportionately -- each ball and the spaces between them reduce proportionately, until they get down to this little earth.
ve sonra 55 adet seri top, dünyayı temsil eden topa kadar, her top ve mesafe aralarındaki mesafe oranında küçülmektedir.

some of this increase is a�ributable to the proportionately higher generation of packaging waste from small households, but also to the growth of the internal market and the consequently greater need to transport packaged goods.
bu artışın bir kısmı, küçük hanelerde daha yüksek oranda ambalaj atığı üretimine bağlanabilirse de iç pazarın büyümesi ve ambalajlı ürünlerin nakliyatı için artan ihtiyaç da önemli nedenlerdir.

i know their last act [lobbing tomatoes at kosovo negotiations chief editatahiri] was more symbolic. [but] the vetvendosje are usually very aggressive and as a result, violence is used by police proportionately.
kosova'nın baş müzakerecisi edita tahiri'ye yapılan domatesli saldırının daha ziyade sembolik bir eylem olduğunu biliyorum, ama vetvendosje genellikle agresif bir tutum sergiliyor ve bunun sonucunda da polis, eylemcilere karşı orantılı bir şiddet uyguluyor.