Results for replicator translation from English to Turkish

getting a new replicator is dangerous.
yeni bir çoğaltıcı sahibi olmak tehlikelidir.

he wanted a name for the new replicator.
dawkins bu kopyalayıcıya yeni bir isim vermek istedi,

the fraction of those that get the second replicator.
bunların çok az bir kısmında da ikinci derece bir çoğaltıcı var olabilir.

the information that is copied, he called the replicator.
kopyalanan veri, ki o buna replikatör adını takmıştı,

the fraction of those which get a first replicator.
bunların çok az bir kısmında birinci derece bir çoğaltıcı olacaktır.

so, we're at this cusp now of having a third replicator on our planet.
Şu anda gezegenimizde üçüncü bir kopyalayıcı olması nedeniyle ilginç br değişim içindeyiz.

all around us, still clumsily drifting about in its primeval soup of culture, is another replicator.
hepimizin çevresi, hala dikkatsizce sağa sola savrulan bir ilkek kültür çorbasıyla kaplı durumda, bu da bir başka replikatör.

but then, a long time later, billions of years later, we got the second replicator, the memes.
ama, uzun bir zaman sonra, milyarlarca yıl sonra İkinci bir çoğaltıcıya sahip olduk: mimler.

could it be that this experiment in imitation, this experiment in a second replicator, is dangerous enough to kill people off?
bu taklit etme deneyi, bu ikincil çoğaştıcı deneyi bu insanları öldürmüş olacak kadar tehlikeli olabilir mi?

but now, we're hitting, as i've just described, we're hitting the third replicator point.
ama şu anda, daha önce de söylediğim gibi üçüncü çoğaltıcıya gelmiş durumdayız.

and he wanted to get away from everybody thinking all the time about genes, and so he said, "is there another replicator out there on the planet?"
dawkins, bu konuda herkesin genleri örnek gösterip düşünmesinden uzaklaşmak isteiği için "dünyada bu şekilde çalışan bir başka veri kopyalayıcı var mı?" diye düşündü.

but then i'm going to slowly turn down the heat, so to speak, and then there's this viability threshold where now it would be possible for a replicator to actually live.
ama sonra tabiri caizsse ısıyı yavaş yavaş kapatmak için gidiyorum ve sonra repligatörün yaşaması için şimdi mümkün olabiileceği yerde canlılık eşiği vardırr.

a new replicator was let loose, and it could never be -- right from the start -- it could never be that human beings who let loose this new creature, could just copy the useful, beautiful, true things, and not copy the other things.
yeni bir kopyalayıcı serbest bırakılmıştı ve bir daha asla -- en başından beri, bu kopyalayıcıyı serbest bırakan atalarımız onu sadece yararlı, güzel ve doğru şeylerde kullanıp diğer şeylerde kullanmamazlık edemezdi elbette.