Results for the first time i saw you i fell i... translation from English to Turkish

the first time i saw your face
ilk defa senin yüzünü gördum

the first time i saw her beautiful face
ilk defa onu yüzü güzel görüyordum

that was the first time i was ever alone with tom.
tom'la şimdiye kadar ilk defa yalnız kaldım.

do you remember the first time i came here?
buraya geldiğim ilk zamanı hatırlıyor musun?

this is the first time i have visited england.
İngiltere'yi ilk kez ziyaret ettim.

and so, for the first time, i am showing this.
sonucu da ilk kez burada gösteriyorum:

the first time i left was to meet a friend for lunch.
İlk çıkışım bir arkadaşımla öğle yemeği yemek içindi.

i saw the mountain for the first time.
İlk kez dağ gördüm.

yesterday was the first time i had spoken to tom in french.
dün ilk kez tom'la fransızca konuştum.

and for the first time, i was affected by this communal unrest.
ve ilk kez halk arasında vuku bulan böyle bir huzursuzluktan etkilendim.

i saw him for the first time in 10 years.
10 yıldan beri onu ilk kez gördüm.

i saw yoshida for the first time in five years.
ben, beş yıl içinde, ilk kez yoshida ile görüştüm.

i saw a movie for the first time in two years.
İki yılda ilk kez bir film izledim.

i have to be honest. i was a little bit nervous the first time i had an mri scan.
dürüst olmak zorundayım. ben bir mri taraması ilk yaptırdığım zaman biraz sinirliydim.

when i saw you, i thought you were the most ugly thing i've ever seen in my life.
seni gördüğümde ,senin hayatımda hiç görmediğim en çirkin şey olduğunu düşündüm.

he also explained to me that i had a brother, too, and the first time i saw them i must have been three or four, and they were 30 years older than me.
daha sonra bana bir erkek kardeşimin olduğunu da söyledi, onları ilk gördüğümde sanırım üç ya da dört yaşında olmalıydım benden 30 yaş büyüklerdi

and the first time i figured out that way was in this little single-person submersible called deep rover.
ve bu yolu ilk kez keşfettiğimde, deep rover adı verilen şu küçük tek kişilik denizaltının içindeydim.

and for the first time, i began to fear this group of people and to feel negative emotion towards a whole group of people.
hayatımda ilk defa yoksul insanlardan korkmaya ve onlara karşı olumsuz duygular beslemeye başlamıştım.

and i have to tell you, it was a very moving experience, because for the first time, i began listening -- in a long time.
ve size söylemek zorundayım, çok harekete geçirici bir deneyimdi, çünkü ilk kez, dinlemeye başladım-- uzun bir süre.

for the first time, actually, in a long time i wanted to meet those individuals, i wanted to meet these entrepreneurs, and see for myself what their lives were actually about.
uzun zaman sonra ilk defa bu insanlarla, bu girişimcilerle tanışmak, hayatlarını kendi gözlerime müşahade etmek istiyordum.