Results for wearing translation from English to Turkish

wearing:
takma:

wearing apparel
giysi

what are you wearing?
ne giyiyorsun?

she's wearing red.
o kırmızı giyiyor.

what's tom wearing?
tom ne giyiyor?

wearing surface thickness
aşınma yüzeyi kalınlığı

he is wearing a hat.
o bir şapka takıyor.

he's wearing a hat.
o bir şapka takıyor.

fitness wearing for christmas
magical girl pretty sammy

he was wearing a tuxedo.
o, bir smokin giyiyordu.

what are you wearing tonight?
bu gece ne giyiyorsun?

he's wearing a new coat.
o yeni bir ceket giyiyor.

i was wearing hospital scrubs.
Üzerimde hastane önlüğü vardı.

wearing a suit, he stood out.
takım elbise giydiği için göze battı.

i hate the tie you're wearing.
taktığın kravattan nefret ediyorum.

he was wearing a dinner jacket.
o, bir smokin giyiyordu.

i love the outfit you're wearing.
giydiğin kıyafeti seviyorum.

i noticed he was wearing my slippers.
onun terliklerimi giydiğini fark ettim.

that's a nice tie you're wearing.
taktığın güzel bir kravat.

i've never seen him wearing jeans.
onun pantolon giydiğini asla görmedim.