Results for what i won' t do is play ball translation from English to Turkish

what i do is my problem.
yaptığım şey benim sorunumdur.

what i can't yet do is make it water-resistant.
henüz yapamadığım, malzemeyi suya dayanıklı kılabilmek.

what i really want to do is sleep.
gerçekte yapmak istediğim şey uyumak.

so what i want to do is show you these.
Şimdi sizlere şunları göstermek istiyorum.

so what i do is, i buy a prepaid card like this.
benim yaptığım ise, bunun gibi bir kontör kartı alıyorum.

but what i want you to do is to try to understand it.
ama yapmanızı istediğim şey videoyu anlamaya çalışmanız.

well, guess what? i won. hooray.
tahmin edin ne oldu? kazandım. yaşasın.

so what i decided to do is to pluck fine hair out of my face.
o yüzden ben de yüzümdeki ince tüyleri koparmaya karar verdim.

what i want to do is to show you that one can make a pair of glasses.
yapmak istediğim şey bir kişinin bir çift gözlük yapabileceğini sizlere göstermek.

ok? so what i want you to do is just listen to me and do it.
tamam mı? istediğim beni dinlemeniz ve yapmanız.

and then what i can do is manipulate them with both of my fingers at the same time.
Şimdi de parmaklarımla eş zamanlı olarak onu hareket ettirebilirim.

and much of what i do is either wearable or somehow related to the human form.
yaptığım şey ya giyilebilir ya da insan yapısıyla bir şekilde ilişkilendirilebilir.

what i want to do is share some of the coolest things that are going on with you.
yapmak istediğim sizinle alakalı en klas bazı şeyleri paylaşmak.

for a moment, what i need to do is project something on the screen of your imagination.
bir dakika için, yapmam gereken şey hayal dünyanızın perdesine birşey yansıtmak.

now what i would like to do is just to show you what one second of this activity would look like.
Şu anda size göstermek istediğim bu bir saniyelik veri trafiğinin neye benzediği.

but what i could do is just leave it where it is, pick it up, and put it down again.
fakat onu olduğu gibi bırakabilirim, onu kaldırırım ve tekrar yerine koyarım.

instead, what i want to do is talk about the philanthropy of all of us: the democratization of philanthropy.
bunun yerine, hepimizin hayırseverliği hakkında konuşmak istiyorum: hayırseverğin demokratikleşmesi.

and you know the biggest hurdle for me, in doing what i do, is constructing my performance so that it's prepared and unprepared.
ve benim bu yaptığımla ilgili en büyük engel, performansımı oluşturmaktır, hazır olan ve olmayan kısımları vardır.

all i want to do is finish what i started.
bütün yapmak istediğim, başladığım şeyi bitirmek.

then instead of deleting those positive outliers, what i intentionally do is come into a population like this one and say, why?
pozitif aykırı değerleri silmek yerine, özellikle yapmak istediğim şey bunun gibi bir topluluğa girip neden diye sormak.