Results for alporti translation from Esperanto to Turkish

Human contributions

From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.

Add a translation

Esperanto

Turkish

Info

Esperanto

alporti

Turkish

götürmek

Last Update: 2009-07-01
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Esperanto

iu alporti ashitaka.

Turkish

ashitaka. biri onu bulabilir mi?

Last Update: 2016-10-27
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Esperanto

bonvolu alporti kelkajn aferojn por li.

Turkish

ona bir şeyler getirirseniz iyi olur.

Last Update: 2016-10-27
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Esperanto

mi pripensadis alporti ŝin al domo, al vivo.

Turkish

dan... sürekli onu bir eve getirmeyi düşünüyordum bir hayata... aşağı yukarı bunun gibi.

Last Update: 2016-10-27
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Esperanto

Ĉu vi havas aŭtomobilon por alporti min tien?

Turkish

siz beni araba ile götüre bilir misiniz?

Last Update: 2016-10-27
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Esperanto

kaj bonvolu alporti paron de kunaranĝitaj kranioj!

Turkish

- evet, vikea! ayrıca onlara uyan yeni bir çift kurukafa!

Last Update: 2016-10-27
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Esperanto

ni devis lukti kontraŭ maŭra alporti ĉi rizo, vi scias.

Turkish

biliyor musun? pirinci oradan geçirmeleri için kurtlarla savaşmaları gerekiyor.

Last Update: 2016-10-27
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Esperanto

unue, mia danke por alporti reen niaj viroj. sed io ĝenas min...

Turkish

yabancı, adamları bizlere geri getirdiğin için sana müteşekkirim ama burnuma iyi kokular gelmiyor.

Last Update: 2016-10-27
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Esperanto

watch via buŝo! ni riskis niaj vivoj alporti la rizo vi manĝas.

Turkish

yediğiniz pirinci getirmek için hayatımızı tehlikeye attık.

Last Update: 2016-10-27
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Esperanto

mi devis alporti dankan oferdonon; hodiaux mi plenumis mian solenan promeson.

Turkish

adak sözümü bugün yerine getirdim.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Esperanto

kaj post multe da jaroj mi alvenis, por alporti al mia nacio almozojn kaj oferojn;

Turkish

‹‹uzun yıllar sonra, ulusuma bağışlar getirmek ve adaklar sunmak için yeruşalime geldim.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Esperanto

kristo diris: "ne kredu ke mi venis alporti la pacon sur la teron.

Turkish

aziz matta'nın İncil'inde yazdığına göre.

Last Update: 2016-10-27
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com
Warning: Contains invisible HTML formatting

Esperanto

mi ne venis alporti la pacon, sed la glavon. " la evangelio laŭ sankta mateo.

Turkish

kardeşlerim, tanrı'nın kılıcı ellerinizin arasında.

Last Update: 2016-10-27
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com
Warning: Contains invisible HTML formatting

Esperanto

kiel oferon de unuaajxoj vi povas alporti tion al la eternulo, sed sur la altaron ili ne venu kiel agrabla odorajxo.

Turkish

bunları ilk ürünlerinizin sunusu olarak rabbe sunabilirsiniz. ancak rabbi hoşnut eden koku olarak sunak üzerinde sunulmamaları gerekir.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Esperanto

kaj kiam mi alvenos, kiujn vi per leteroj aprobos, tiujn mi sendos, por alporti vian donacon al jerusalem;

Turkish

oraya vardığımda, bağışlarınızı götürmek üzere uygun gördüğünüz kişileri tanıtıcı mektuplarla yeruşalime göndereceğim.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Esperanto

kaj por alporti oferon laux tio, kio estas dirita en la legxo de la eternulo:paron da turtoj, aux du kolombidojn.

Turkish

ayrıca rabbin yasasında buyrulduğu gibi, kurban olarak ‹‹bir çift kumru ya da iki güvercin yavrusu›› sunacaklardı.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Esperanto

kaj la regxo iris en gibeonon, por alporti tie oferojn, cxar tie estis la cxefa altajxo. mil bruloferojn salomono alportis sur tiu altaro.

Turkish

tapınma yerlerinin en ünlüsü givondaydı. kral süleyman oraya giderek sunakta bin yakmalık sunu sundu.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Esperanto

bovon aux sxafon, kiu havas tro longajn aux tro mallongajn membrojn, vi povas alporti kiel oferon memvolan, sed kiel promesita ofero gxi ne akiros placxon.

Turkish

organlarından biri aşırı büyümüş ya da yeterince gelişmemiş bir sığırı veya davarı dilek adağı olarak sunabilirsiniz. ama gönülden verilen bir sunu olarak kabul edilmez.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Esperanto

poste la regxo iris en sian palacon, pasigis la nokton en fastado, ecx ne permesis alporti al li mangxajxon; kaj ankaux dormi li ne povis.

Turkish

sonra sarayına döndü; geceyi yemek yemeden, eğlenmeden geçirdi; uykusu kaçtı.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Esperanto

kaj david diris al ebjatar, la pastro, filo de ahximelehx:volu alporti al mi la efodon; kaj ebjatar alportis la efodon al david.

Turkish

ahimelek oğlu kâhin aviyatara, ‹‹bana efodu getir›› dedi. aviyatar efodu getirdi.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Get a better translation with
7,745,636,306 human contributions

Users are now asking for help:



We use cookies to enhance your experience. By continuing to visit this site you agree to our use of cookies. Learn more. OK