Results for dezirante translation from Esperanto to Turkish

kaj dezirante mortigi lin, li timis la popolon, cxar oni opiniis lin profeto.
hirodes yahyayı öldürtmek istemiş, ama halktan korkmuştu. Çünkü halk yahyayı peygamber sayıyordu.

kiam mi rifuzis halti miajn serĉadojn li respondis per perforto, dezirante surgenuigi hispanion.
bu uğurda yaptığım araştırmadan vazgeçmeyi reddettiğim zaman İspanya'yı dize getirmek için bu şiddetle karşılık verdi.

kaj dezirante scii la kauxzon, pro kio ili lin akuzas, mi lin enkondukis en ilian sinedrion;
kendisini neyle suçladıklarını bilmek istediğim için onu yahudilerin yüksek kurulunun önüne çıkarttım.

pregxu por ni; cxar ni fidas, ke ni havas bonan konsciencon, dezirante en cxio honeste vivi.
bizim için dua edin. vicdanımızı temiz tuttuğumuza, her bakımdan olumlu bir yaşam sürmek istediğimize eminiz.

dezirante esti instruistoj de la legxo, kvankam ili ne komprenas tion, kion ili diras, nek tion, pri kio ili faras aserton.
kutsal yasa öğretmeni olmak istiyorlar, ama ne söyledikleri sözleri ne de iddialı oldukları konuları anlıyorlar.

kaj la regxo diris al ili:mi havis songxon, kaj mia spirito maltrankviligxis, dezirante scii, kio estis tiu songxo.
kral, ‹‹beni üzüntüyle sarsan bir düş gördüm. ne anlama geldiğini öğrenmek istiyorum›› dedi.

cxar kiu el vi, dezirante konstrui turon, unue ne sidigxas, por kalkuli la koston, cxu li havas suficxe, por fini gxin?
‹‹aranızdan biri bir kule yapmak isterse, bunu tamamlayacak kadar parası var mı yok mu diye önce oturup yapacağı masrafı hesap etmez mi?

auxdinte tion, la regxo forte afliktigxis en sia animo, kaj, dezirante savi danielon, li multe klopodis gxis la subiro de la suno, por liberigi lin.
bunu duyan kral çok üzüldü, danieli kurtarmayı kafasına koydu. onu kurtarmak için güneş batıncaya dek uğraştı.

sed la centestro, dezirante savi pauxlon, malhelpis ilin de tiu decido, kaj ordonis, ke tiuj, kiuj povas nagxi, forjxetu sin unuaj kaj iru al la tero;
ama pavlus'u kurtarmak isteyen yüzbaşı askerleri bu düşünceden vazgeçirdi. Önce yüzme bilenlerin denize atlayıp karaya çıkmalarını, sonra geriye kalanların, kiminin tahtalara kiminin de geminin öbür döküntülerine tutunarak onları izlemesini buyurdu. böylelikle herkes sağ salim karaya çıktı.

sed festo, dezirante akiri favoron cxe la judoj, respondis al pauxlo, dirante:cxu vi volas supreniri al jerusalem, kaj tie esti jugxata antaux mi pri cxi tiuj aferoj?
yahudilerin gönlünü kazanmak isteyen festus, pavlusa şöyle karşılık verdi: ‹‹yeruşalime gidip orada benim önümde bu konularda yargılanmak ister misin?››