Results for revenir ou en turquie translation from French to Turkish

habites-tu en turquie ?
türkiye'de mi yaşıyorsun?

où tu habites en turquie ?
türkiye'de nerede yaşıyorsun?

les financements de la bei en turquie
eib’nin türkiye’deki finansman işlemleri

des équipements brésiliens pour mater les manifestants en turquie
brezilyalı Şirket arap Ülkelerine silah İhraç ediyor

si elle rentre en turquie, elle y sera arrêtée par la police.
mahkeme kararı 24 ocak 2013 tarihinde verildi ve türkiye'ye dönmesi halinde tutuklanması kararlaştırıldı.

andrew finkel , écrivain et chroniqueur basé en turquie a écrit :
hem hütler hem de stalin kürtaja karşı çıkmışlardı ve kadınların tavuk gibi doğurmasını istiyorlardı.

ces dernières seront établies en 2004 ou en 2005.
ajansların her birinin amaçları çok ve çeşitlidir.

les chaînes peuvent être en décimal ou en hexadécimal.
description

en revanche, les volumes saisis en turquie ont pratiquement triplé au cours de cette période.
buna karşın, türkiye’de ele geçirilen miktar bu dönemde neredeyse üç kat artmıştır.

aucune formation de ce genre n’est disponible en estonie, en hongrie et en turquie.
aşırı doz tepkisi eğitimi estonya, macaristan ve türkiye’de bulunmamaktadır.

prenez vos précautions et partez en expédition par détachements ou en masse.
düşmana karşı her türlü savunma tedbirinizi alınız. onlara karşı ya küçük birlikler halinde hareket ediniz veya topyekün seferber olunuz.

les terres agricoles extensives sont converties à l'agriculture plus intensive ou en forêts.
bunlar aynı zamanda, biyolojik çeşitliliğin korunmasını ve – kuraklık ve sellerin yanı sıra su kalitesi dâhil olmak üzere – su yönetimini de etkiler.

est-ce vous qui le créez ou [en] sommes nous le créateur?
onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz?

nous vous nourrissons tout comme eux. n'approchez pas des turpitudes ouvertement, ou en cachette.
fuhuşların açığına da, kapalısına da yaklaşmayın ve haksız yere allah'ın yasakladığı cana kıymayın!

en retrouves-tu un seul individu? ou en entends-tu le moindre murmure?
(Şimdi) onlardan hiçbirini görüyor musun, yahud onların hafif bir sesini işitiyor musun?

la partition/le disque système ne semble pas chiffré (totalement ou en partie).
the system partition/drive does not appear to be encrypted (neither partially nor fully).

de tels supports n’existent pas en turquie, et quelques rares toxicomanes à problèmes ont accès à de tels matériels en estonie, en lettonie, en hongrie et en slovaquie.
bu tür materyaller türkiye’de bulunmamakta ve estonya, letonya, macaristan ve slovakya’da çok az sorunlu uyuşturucu kullanıcısı bunlara erişebilmektedir.

ainsi, la quantité d’héroïne interceptée dans l’union européenne a légèrement diminué, mais cette évolution a été contrebalancée par une forte hausse des saisies en turquie.
bunun sebepleri belirsiz olup hem aşırı dozla ilişkili faktörler hem de önleme tedbirlerinin etkisi hakkında daha fazla araştırma yapılması ihtiyacına işaret etmektedir.

a une question portant sur des conditions spéciales octroyées en turquie à condor et aux autres entreprises brésiliennes, l'apex n'avait pas donné de réponse au moment de la publication de ce reportage.
2013 yılı nisan ayında condor, arap emirlikleri’yle, 600 bin adet ölümcül olmayan mühimmatın tedariği için, 12 milyon abd doları tutarında başka bir anlaşma daha imzaladı.

je vais bien, je suis belle. ! et toi? je suis à istanbul, en turquie, mais je vis en autriche. alors, où êtes-vous ?
İyiyim güzelim. ! sen nasılsın? ben türkiye İstanbuldayım ama austria'da yaşıyorum. peki sen neredesin?