From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
der herr sprach: finde ich fünfzig gerechte zu sodom in der stadt, so will ich um ihrer willen dem ganzen ort vergeben.
rab, ‹‹eğer sodomda elli doğru kişi bulursam, onların hatırına bütün kenti bağışlayacağım›› diye karşılık verdi.
er baute auch eine halle von säulen, fünfzig ellen lang und dreißig ellen breit, und noch eine halle vor diese mit säulen und einem aufgang davor,
süleyman elli arşın uzunluğunda otuz arşın genişliğinde sütunlu bir eyvan yaptırdı. eyvanın önünde sütunlarla desteklenmiş asma tavan vardı.
und wir sandten noach zu seinem volk. er verweilte unter ihnen tausend jahre weniger fünfzig jahre. da ergriff sie die flut, während sie unrecht taten.
andolsun biz, nuh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı (öğüt verdi, dinlemediler), sonunda haksızlık etmekte olan insanları tufan yakaladı.
und wir sandten bereits nuh zu seinem volk. er verweilte unter ihnen tausend jahre weniger fünfzig jahre. da ergriff sie die Überschwemmung, während sie unrecht taten.
andolsun biz, nuh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı (öğüt verdi, dinlemediler), sonunda haksızlık etmekte olan insanları tufan yakaladı.
und wahrlich, wir sandten noah zu seinem volke, und er weilte unter ihnen eintausend jahre weniger fünfzig jahre. da ereilte sie die sintflut, weil sie missetäter waren.
andolsun biz, nuh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı (öğüt verdi, dinlemediler), sonunda haksızlık etmekte olan insanları tufan yakaladı.
(denn es waren bei fünftausend mann.) er sprach aber zu seinen jüngern: lasset sie sich setzen in schichten, je fünfzig und fünfzig.
orada yaklaşık beş bin erkek vardı. İsa öğrencilerine, ‹‹halkı yaklaşık ellişer kişilik kümeler halinde yere oturtun›› dedi.
aber sie nötigten ihn, bis daß er nachgab und sprach: laßt hingehen! und sie sandte hin fünfzig männer und suchten ihn drei tage; aber sie fanden ihn nicht.
ama o kadar direttiler ki, sonunda elişa dayanamadı, ‹‹peki, gönderin›› dedi. elli adam gidip üç gün İlyası aradılarsa da bulamadılar.