Results for anania translation from Italian to Turkish

anania, elam, antotia
hananya, elam, antotiya,

ad anatòt, nob, anania
anatotta, novda, ananyada,

il profeta anania morì in quello stesso anno, nel settimo mese
peygamber hananya o yılın yedinci ayında öldü.

dei figli di bebai: giovanni, anania, zabbai e atlai
bevayoğullarından: yehohanan, hananya, zabbay, atlay.

ma il sommo sacerdote anania ordinò ai suoi assistenti di percuoterlo sulla bocca
başkâhin hananya, pavlusun yanında duranlara onun ağzına vurmaları için buyruk verdi.

allora il profeta anania strappò il giogo dal collo del profeta geremia e lo ruppe
bunun üzerine peygamber hananya, peygamber yeremyanın boynundan boyunduruğu çıkarıp kırdı.

un certo anania, un devoto osservante della legge e in buona reputazione presso tutti i giudei colà residenti
‹‹orada hananya adında dindar, kutsal yasaya bağlı biri vardı. kentte yaşayan bütün yahudilerin kendisinden övgüyle söz ettiği bu adam gelip yanımda durdu ve, ‹saul kardeş, gözlerin görsün!› dedi. ve ben o anda onu gördüm.

e i sacerdoti eliakìm, maaseia, miniamin, michea, elioenai, zaccaria, anania con le tromb
benim grubumda borazan çalan şu kâhinler vardı: elyakim, maaseya, minyamin, mikaya, elyoenay, zekeriya, hananya.

e ha visto in visione un uomo, di nome anania, venire e imporgli le mani perché ricuperi la vista»
görümünde yanına hananya adlı birinin geldiğini ve gözlerini açmak için ellerini kendisinin üzerine koyduğunu görmüştür.››

cinque giorni dopo arrivò il sommo sacerdote anania insieme con alcuni anziani e a un avvocato di nome tertullo e si presentarono al governatore per accusare paolo
bundan beş gün sonra başkâhin hananya, bazı ileri gelenler ve tertullus adlı bir hatip sezariyeye gelip pavlusla ilgili şikâyetlerini valiye ilettiler.

accanto a loro lavorava alle riparazioni uzzièl figlio di caraia tra gli orefici e accanto a lui lavorava anania tra i profumieri. essi hanno rinforzato gerusalemme fino al muro largo
onların yanındakini kuyumculardan biri olan harhaya oğlu uzziel onardı. onun yanındakini baharatçı hananya onardı. yeruşalim surlarını geniş duvara kadar onardılar.

il re parlò con loro, ma fra tutti non si trovò nessuno pari a daniele, anania, misaele e azaria, i quali rimasero al servizio del re
kral onlarla görüştü; içlerinde daniel, hananya, mişael, azarya gibisi yoktu. bu yüzden kralın hizmetine onlar atandı.

ma pietro gli disse: «anania, perché mai satana si è così impossessato del tuo cuore che tu hai mentito allo spirito santo e ti sei trattenuto parte del prezzo del terreno
petrus ona, ‹‹hananya, nasıl oldu da Şeytana uydun, kutsal ruha yalan söyleyip tarlanın parasının bir kısmını kendine sakladın?›› dedi.

al tempo di ioiachìm i sacerdoti che erano i capi delle casate sacerdotali erano i seguenti: del casato di seraia, meraia; di quello di geremia, anania
yoyakimin döneminde, kâhin ailelerinin başları şunlardı: seraya ailesinin başında meraya, yeremyanın hananya,

allora il profeta geremia disse al profeta anania: «ascolta, anania! il signore non ti ha mandato e tu induci questo popolo a confidare nella menzogna
peygamber yeremya peygamber hananyaya, ‹‹dinle, ey hananya!›› dedi, ‹‹seni rab göndermedi. ama sen bu ulusu yalana inandırdın.

anan
sikim