Results for piace translation from Italian to Turkish

a %1 piace:
% 1 kişisinin sevdikleri:

mi piace molto.
ondan çok hoşlanıyorum.

last. fm: mi piace
last. fm: sev

a %1 non piace:
% 1 kişisinin sevmedikleri:

non mi piace il caffè.
kahve sevmiyorum.

non mi piace bere il caffè.
kahve içmeyi sevmem.

quale funzionalità non ti piace?
hangi özelliklerinden hoşlanmadınız?

mi piace il gelato al cioccolato
Çikolatalı dondurmayı severim.

non mi piace questa macchina fotografica.
ben bu kamerayı sevmiyorum.

quale funzionalità del programma ti piace?
bu programın hangi özelliklerinden hoşlandınız?

dedicato a mia moglie, a cui piace ksokoban.
ksokoban seven karıma adanmıştır.

che cosa ti piace o non ti piace di ixquick?
ixquick’te neleri beğendiniz, neleri beğenmediniz?

dolce è la luce e agli occhi piace vedere il sole
güneşi görmek güzeldir.

io so quale di queste due ragazze ti piace di più.
İki kızdan hangisini daha çok sevdiğini biliyorum.

seleziona questa opzione se ti piace fare clic. ogni oggetto dell' interfaccia sarà attivato solo facendo clic su di esso.
tıklamayı seviyorsanız bu seçeneği işaretleyin. tüm arayüz ögeleri sadece tıklama ile etkinleştirilecek.

ester rispose: «se così piace al re, venga oggi il re con amàn al banchetto che gli ho preparato»
ester, ‹‹kral uygun görüyorsa, bugün kendisi için vereceğim şölene hamanla birlikte gelsin›› diye karşılık verdi.

io ho fatto la terra, l'uomo e gli animali che sono sulla terra, con grande potenza e con braccio potente e li do a chi mi piace
yeryüzünü de üstünde yaşayan insanlarla hayvanları da büyük gücümle, kudretli elimle ben yarattım. onu uygun gördüğüm kişiye veririm.

se essa non piace al padrone, che così non se la prende come concubina, la farà riscattare. comunque egli non può venderla a gente straniera, agendo con frode verso di lei
efendisi kızla nişanlanır, sonra kızdan hoşlanmazsa, kızın geri alınmasına izin vermelidir. kızı aldattığı için onu yabancılara satamaz.

e non date spose agli associatori, finché non avranno creduto, ché, certamente, uno schiavo credente è meglio di un associatore, anche se questi vi piace.
mümin kadınları da, onlar iman etmedikçe, müşriklere nikâhlamayınız; mümin bir köle hoşunuza giden hür bir müşrikten daha hayırlıdır. müşrikler sizi cehenneme dâvet ederler.

se ho trovato grazia agli occhi del re e se piace al re di concedermi quello che chiedo e di soddisfare il mio desiderio, venga il re con amàn anche domani al banchetto che io preparerò loro e io risponderò alla domanda del re»
‹‹kral benden hoşnutsa, istediğimi vermek, dileğimi yerine getirmek istiyorsa, kral ve haman yarın kendileri için vereceğim şölene gelsinler, o zaman kralın sorusunu yanıtlarım.››