Results for aeterna translation from Latin to Turkish

aeterna est
roma sonsuzdur

legio aeterna aeterna victrix
sonsuz lejyon sonsuz zafer

amen amen dico vobis qui credit in me habet vitam aeterna
size doğrusunu söyleyeyim, iman edenin sonsuz yaşamı vardır.

et consummatus factus est omnibus obtemperantibus sibi causa salutis aeterna
yetkin kılınınca, sözünü dinleyen herkes için sonsuz kurtuluş kaynağı oldu.

et ibunt hii in supplicium aeternum iusti autem in vitam aeterna
‹‹bunlar sonsuz azaba, doğrular ise sonsuz yaşama gidecekler.››

stipendia enim peccati mors gratia autem dei vita aeterna in christo iesu domino nostr
Çünkü günahın ücreti ölüm, tanrı'nın armağanı ise rabbimiz mesih İsa'da sonsuz yaşamdır.

sicut dedisti ei potestatem omnis carnis ut omne quod dedisti ei det eis vitam aeterna
Çünkü sen ona bütün insanlık üzerinde yetki verdin. Öyle ki, ona verdiklerinin hepsine sonsuz yaşam versin.

et scio quia mandatum eius vita aeterna est quae ergo ego loquor sicut dixit mihi pater sic loquo
o'nun buyruğunun sonsuz yaşam olduğunu biliyorum. bunun için ne söylüyorsam, baba'nın bana söylediği gibi söylüyorum.››

israhel salvatus est in domino salute aeterna non confundemini et non erubescetis usque in saeculum saecul
asla rezil olmayacak.

audientes autem gentes gavisae sunt et glorificabant verbum domini et crediderunt quotquot erant praeordinati ad vitam aeterna
Öteki uluslardan olanlar bunu işitince sevindiler ve rabbin sözünü yücelttiler. sonsuz yaşam için belirlenmiş olanların hepsi iman etti.

sic enim dilexit deus mundum ut filium suum unigenitum daret ut omnis qui credit in eum non pereat sed habeat vitam aeterna
‹‹Çünkü tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik oğlunu verdi. Öyle ki, ona iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.

sed ideo misericordiam consecutus sum ut in me primo ostenderet christus iesus omnem patientiam ad deformationem eorum qui credituri sunt illi in vitam aeterna
ama mesih İsa, kendisine iman edip sonsuz yaşama kavuşacak olanlara örnek olayım diye sınırsız sabrını öncelikle bende sergilemek için bana merhamet etti.

et dedit ei potestatem et honorem et regnum et omnes populi tribus ac linguae ipsi servient potestas eius potestas aeterna quae non auferetur et regnum eius quod non corrumpetu
ona egemenlik, yücelik ve krallık verildi. bütün halklar, uluslar ve her dilden insan ona tapındı. egemenliği hiç bitmeyecek sonsuz bir egemenlik, krallığı hiç yıkılmayacak bir krallıktır.››