Results for navem translation from Latin to Turkish

et satiati cibo adleviabant navem iactantes triticum in mar
herkes doyduktan sonra, buğdayı denize boşaltarak gemiyi hafiflettiler.

et cum invenissemus navem transfretantem in foenicen ascendentes navigavimu
fenikeye gidecek bir gemi bulduk, buna binip denize açıldık.

et cum valefecissemus invicem ascendimus in navem illi autem redierunt in su
birbirimizle vedalaştıktan sonra biz gemiye bindik, onlar da evlerine döndüler.

et ibi inveniens centurio navem alexandrinam navigantem in italiam transposuit nos in ea
orada, İtalyaya gidecek bir İskenderiye gemisi bulan yüzbaşı, bizi o gemiye bindirdi.

et ascendit ad illos in navem et cessavit ventus et plus magis intra se stupeban
tekneye binip onlara katılınca rüzgar dindi. onlarsa büyük bir şaşkınlık içindeydi.

cumque ascenderet navem coepit illum deprecari qui daemonio vexatus fuerat ut esset cum ill
İsa tekneye binerken, önceleri cinli olan adam ona, ‹‹seninle geleyim›› diye yalvardı.

ascendentes autem navem hadrumetinam incipientem navigare circa asiae loca sustulimus perseverante nobiscum aristarcho macedone thessalonicens
asya İlinin kıyılarındaki limanlara uğrayacak olan bir edremit gemisine binerek denize açıldık. selanikten makedonyalı aristarhus da yanımızdaydı.

ascendens autem in unam navem quae erat simonis rogavit eum a terra reducere pusillum et sedens docebat de navicula turba
İki tekneden simuna ait olanına binen İsa, ona kıyıdan biraz açılmasını rica etti. sonra oturdu, teknenin içinden halka öğretmeye devam etti.

dicit eis simon petrus vado piscari dicunt ei venimus et nos tecum et exierunt et ascenderunt in navem et illa nocte nihil prendiderun
simun petrus ötekilere, ‹‹ben balık tutmaya gidiyorum›› dedi. onlar, ‹‹biz de seninle geliyoruz›› dediler. dışarı çıkıp tekneye bindiler. ama o gece bir şey tutamadılar.

altera die turba quae stabat trans mare vidit quia navicula alia non erat ibi nisi una et quia non introisset cum discipulis suis iesus in navem sed soli discipuli eius abissen
ertesi gün, gölün karşı yakasında kalan halk, önceden orada sadece bir tek tekne bulunduğunu, İsanın kendi öğrencileriyle birlikte bu tekneye binmediğini, öğrencilerinin yalnız gittiklerini anladı.

et surrexit iona ut fugeret in tharsis a facie domini et descendit ioppen et invenit navem euntem in tharsis et dedit naulum eius et descendit in eam ut iret cum eis in tharsis a facie domin
ne var ki, yunus rabbin huzurundan tarşişe kaçmaya kalkıştı. yafaya inip tarşişe giden bir gemi buldu. Ücretini ödeyip gemiye bindi, rabden uzaklaşmak için tarşişe doğru yola çıktı.