Results for simonis translation from Latin to Turkish

dicit ei unus ex discipulis eius andreas frater simonis petr
Öğrencilerinden biri, simun petrusun kardeşi andreas, İsaya dedi ki, ‹‹burada beş arpa ekmeğiyle iki balığı olan bir çocuk var. ama bu kadar adam için bunlar nedir ki?››

cum autem esset iesus in bethania in domo simonis lepros
İsa beytanyada cüzamlı simunun evindeyken, yanına bir kadın geldi. kadın kaymaktaşından bir kap içinde çok değerli, güzel kokulu yağ getirmişti. İsa sofrada otururken, kadın yağı onun başına döktü.

decumbebat autem socrus simonis febricitans et statim dicunt ei de ill
simunun kaynanası ateşler içinde yatıyordu. durumu hemen İsaya bildirdiler.

et cena facta cum diabolus iam misisset in corde ut traderet eum iudas simonis scarioti
akşam yemeği sırasında İblis, simun İskariotun oğlu yahudanın yüreğine İsaya ihanet etme isteğini koymuştu bile.

et protinus egredientes de synagoga venerunt in domum simonis et andreae cum iacobo et iohann
İsa havradan çıkar çıkmaz, yakup ve yuhanna ile birlikte simun ve andreasın evine gitti.

erat autem andreas frater simonis petri unus ex duobus qui audierant ab iohanne et secuti fuerant eu
yahyayı işitip İsanın ardından giden iki kişiden biri simun petrusun kardeşi andreastı.

mitte ergo in ioppen et accersi simonem qui cognominatur petrus hic hospitatur in domo simonis coriarii iuxta mar
yafaya adam yolla, petrus diye tanınan simunu çağırt. o, deniz kıyısında oturan derici simunun evinde kalıyor.›

ascendens autem in unam navem quae erat simonis rogavit eum a terra reducere pusillum et sedens docebat de navicula turba
İki tekneden simuna ait olanına binen İsa, ona kıyıdan biraz açılmasını rica etti. sonra oturdu, teknenin içinden halka öğretmeye devam etti.

surgens autem de synagoga introivit in domum simonis socrus autem simonis tenebatur magnis febribus et rogaverunt illum pro e
İsa havradan ayrılarak simunun evine gitti. simunun kaynanası hastaydı, ateşler içindeydi. onun için İsadan yardım istediler.

et dum intra se haesitaret petrus quidnam esset visio quam vidisset ecce viri qui missi erant a cornelio inquirentes domum simonis adstiterunt ad ianua
petrus şaşkınlık içindeydi. gördüğü görümün ne anlama gelebileceğini düşünürken, korneliusun gönderdiği adamlar sora sora simunun evinin kapısına kadar geldiler.

et cum esset bethaniae in domo simonis leprosi et recumberet venit mulier habens alabastrum unguenti nardi spicati pretiosi et fracto alabastro effudit super caput eiu
İsa beytanyada cüzamlı simunun evinde sofrada otururken yanına bir kadın geldi. kadın kaymaktaşından bir kap içinde çok değerli, saf hintsümbülü yağı getirmişti. kabı kırarak yağı onun başına döktü.