Results for tabernaklet translation from Norwegian to Turkish

tabernaklet.
tapınağı yık.

drep tabernaklet.
tapınağı öldür.

tabernaklet er uforgjengelig.
tapınak yok edilemez.

hvor er det, tabernaklet?
nerede o, nerede şu tapınak?

knus tabernaklet, eller bli knust.
ya tapinağin gücünü kiracaksin ya da yok olacaksin.

kanskje du kan tilintetgjøre tabernaklet, eller bli tilintetgjort.
tapınağın gücünü ya sen kıracaksın ya da yok olacaksın.

derefter hengte han op teppet for inngangen til tabernaklet.
konutun giriş bölümünün perdesini taktı.

pluggene både til tabernaklet og til forgården og snorene dertil,
konutun ve avlunun kazıklarıyla iplerini;

til baksiden av tabernaklet, mot vest, gjorde de seks planker.
konutun batıya bakacak arka tarafı için altı çerçeve yaptı.

til baksiden av tabernaklet, mot vest, skal du gjøre seks planker.
konutun batıya bakacak arka tarafı için altı çerçeve yap.

alle pluggene til tabernaklet og til forgården helt rundt var av kobber.
konutun ve konutu çevreleyen avlunun bütün kazıkları tunçtandı.

da dekket skyen sammenkomstens telt, og herrens herlighet fylte tabernaklet.
o zaman bulut buluşma Çadırını kapladı ve rabbin görkemi konutu doldurdu.

denne krystallen skal forene oss, enhver med enhver, og alle med tabernaklet.
bu kristal bizi tek tek birbirimize ve hepimizi tapınağa bağlayacak.

brennoffer-alteret skal du sette foran inngangen til tabernaklet, sammenkomstens telt.
yakmalık sunu sunağını konutun -buluşma Çadırının- giriş bölümüne koy.

du skal reise tabernaklet på den rette måte, således som det blev vist dig på fjellet.
‹‹konutu dağda sana gösterilen plana göre yap.

alle arbeidsredskaper i tabernaklet og alle pluggene, både til tabernaklet og til forgården, skal være av kobber.
konutta her türlü hizmet için kullanılacak bütün aletler, konutun ve avlunun bütün kazıkları da tunçtan olacak.››

i den første måned, på den første dag i måneden, skal du reise tabernaklet, sammenkomstens telt.
‹‹konutu, yani buluşma Çadırını birinci ayın ilk günü kur.

i den første måned i det annet år, på den første dag i måneden, var det tabernaklet blev reist.
böylece ikinci yılın birinci ayının birinci günü konut kuruldu.

og de skal ta vare på det han og hele menigheten skulde varetatt foran sammenkomstens telt, og således utføre tjenesten ved tabernaklet.
buluşma Çadırında harunla bütün topluluk adına konutla ilgili hizmeti yürütsünler.

jeg beordrer at tabernaklet utvisker fra oss alle minner om dets konstruksjon, slik at vi aldri kan ødelegge det hvis vi noensinne skulle begjære døden.
tapınağı, yapımıyla ilgili her türlü anıyı beynimizden silmeye yönlendirdim. böylece ölme arzusuyla yanıp tutuşsak bile onu asla yıkamayacağız.