Results for vederstyggeligheter translation from Norwegian to Turkish

menneskesønn! forehold jerusalem dets vederstyggeligheter
‹‹İnsanoğlu, yeruşalime yaptığı iğrenç uygulamaları bildir.

- greenpeace og allverdens unaturlige vederstyggeligheter.
greenbrie ve tüm diğer doğal olmayan iğrençlikler ile birlikte.

din utukt og dine vederstyggeligheter skal du bære straffen for, sier herren.
ahlaksızlığının ve yaptığın iğrençliklerin sonuçlarına katlanacaksın. rab böyle diyor.

og han sa til mig: gå inn og se de fæle vederstyggeligheter som de gjør der!
bana, ‹‹İçeri gir de burada yaptıkları kötü ve iğrenç şeyleri gör›› dedi.

og han sa til mig: ennu skal du få se flere store vederstyggeligheter som de gjør.
bana yine, ‹‹daha iğrenç şeyler yaptıklarını da göreceksin›› dedi.

og når de kommer dit, da skal de få bort derfra alle de avskyeligheter og vederstyggeligheter som finnes der.
‹‹Ülkeye dönecek, tiksindirici, iğrenç putları oradan söküp atacaklar.

og du menneskesønn! vil du dømme, vil du dømme blodstaden? forehold den alle dens vederstyggeligheter!
‹‹İnsanoğlu, yeruşalimi yargılayacak mısın? kan döken bu kenti yargılayacak mısın? Öyleyse bütün iğrenç uygulamalarını ona bildir.

og ved alle dine vederstyggeligheter og ditt hor kom du ikke din ungdoms dager i hu, da du var naken og bar og lå og sprelte i ditt blod.
bütün iğrenç uygulamalarını, fahişeliklerini yaparken gençlik günlerini, çırılçıplak olduğun, kanının içinde kımıldandığın zamanı anımsamadın.

nu kommer enden over dig, og jeg vil sende min vrede mot dig og dømme dig efter din ferd, og jeg vil la dig bøte for alle dine vederstyggeligheter.
senin de sonun geldi! senin üzerine öfkemi yağdıracağım. yaptıklarına göre seni yargılayacak, bütün iğrenç uygulamalarının karşılığını vereceğim.

da skal i komme i hu eders onde ferd og eders gjerninger, som ikke var gode, og i skal vemmes ved eder selv for eders misgjerninger og eders vederstyggeligheter.
o zaman kötü yollarınızı, kötü işlerinizi anımsayacaksınız. günahlarınız, iğrenç uygulamalarınız yüzünden kendinizden tiksineceksiniz.

for judas barn har gjort det som er ondt i mine øine, sier herren; de har satt sine vederstyggeligheter i det hus som er kalt med mitt navn, og gjort det urent.
‹‹ ‹yahuda halkı gözümde kötü olanı yaptı, diyor rab. bana ait olan bu tapınağa iğrenç putlarını yerleştirerek onu kirlettiler.

bare nogen få av dem vil jeg la bli igjen efter sverdet og hungeren og pesten, forat de skal fortelle om alle deres vederstyggeligheter iblandt de folk som de kommer til, og de skal kjenne at jeg er herren.
gittikleri uluslarda yaptıkları bütün iğrenç uygulamaları anlatmaları için aralarından birkaç kişiyi kılıçtan, kıtlıktan, salgın hastalıktan sağ bırakacağım. böylece benim rab olduğumu anlayacaklar.››

jeg vil ikke vise skånsel og ikke spare dig; efter din ferd vil jeg gjengjelde dig, og dine vederstyggeligheter skal komme over dig selv, og i skal kjenne at jeg, herren, slår.
sana acımayacak, seni esirgemeyeceğim. yaptıklarının ve sendeki iğrenç uygulamaların karşılığını vereceğim. o zaman seni cezalandıranın ben rab olduğumu anlayacaksın.

de skal ikke nærme sig til mig for å tjene mig som prester eller for å nærme sig til nogen av mine hellige ting - de høihellige; men de skal bære sin skam og de vederstyggeligheter som de har gjort sig skyldige i.
kâhin olarak hizmet etmek üzere bana yaklaşmayacaklar. kutsal eşyalarıma, en kutsal sunularıma dokunmayacaklar. İğrenç uygulamalarının utancını yüklenecekler.

at i har latt fremmede med uomskåret hjerte og uomskåret kjøtt komme inn i min helligdom og være der, så mitt hus blev vanhelliget, mens i bar frem min mat, fett og blod, og således brøt min pakt, for ikke å nevne alle eders andre vederstyggeligheter.
yüreği ve bedeni sünnet edilmemiş yabancıları tapınağıma aldınız, bana yiyecek olarak yağ, kan sunmakla tapınağımı kirlettiniz. böylece iğrenç uygulamalarınızla antlaşmamı bozdunuz.

den skapningen som angrep oss, den vederstyggeligheten... –det var jeanne.
bize saldıran şey o iğrenç şey... jeanne'di.