Results for sunce moje translation from Serbian to Turkish

leto na balkanu znači more i sunce
balkanlar'da yaz mevsimi, deniz ve güneş demek

danju te neæe sunce ubiti ni mesec noæu.
gece ay sana zarar vermez.

vetar i sunce značajni energetski izvori za makedoniju
rüzgar ve güneş makedonya için önemli enerji kaynakları

„uzimaju moje stvari.
"eşyalarımı alıyorlar.

moje iskustvo nije jedinstveno.
bunlar yalnızca benim başıma gelmiyor.

i kad sunce ogranu po zemlji, lot dodje u sigor.
lut soara vardığında güneş doğmuştu.

kiosci i male drvene prodavnice rade dok sunce ne zađe iza planina.
büfeler ve küçük ahşap dükkânlar, güneş dağların ardından batıncaya kadar çalışıyor.

stvorio se mesec da pokazuje vremena, sunce poznaje zapad svoj.
batacağı zamanı bilen güneşi yarattın.

dobra je mudrost s imanjem, i korisna je onima koji vide sunce.
güneşi gören herkes için yararlıdır.

naravno, crna gora nudi mnogo - predivnu obalu, planine i sunce.
muhteşem sahilleri, dağları ve güneşi ile karadağ, turistlere pek çok güzel fırsat sunuyor.

bilo da pada kiša ili sija sunce, orete zemlju da biste mogli da žanjete.
yağmurlu günlerde de, güneşli günlerde de toprağı sürersiniz ki bir gün mahsulü toplayabilin.

oni preporučuju ljudima da piju što više vode i da ponesu suncobran ili kapu ako izlaze na sunce.
ayrıca halka mümkün olduğu kadar cok su içmeleri ve güneşe şemsiyesiz veya şapkasız çıkmamaları öğütleniyor.

kada sunce zađe ljubitelji plodova mora uživaju u lokalnoj ribi na gala svečanosti pod nazivom ribarski festival.
güneş battığında, deniz ürünleri sevenler kendilerini balıkçı festivali de denen bir galada yerel balıklarla doyuruyorlar.

moje mišljenje je da je to izuzetno pogrešan koncept.
bence bu son derece yanlış bir kavram.

spahija: moje iskustvo sa fenerbahčeom je odlično.
spahija: fenerbahçe ile harika bir deneyim yaşadım.

dve najveće bine, glavna bina i dens arena, bile su prepune sve dok se sunce nije podiglo iznad dunava.
en büyük iki sahne, ana sahne ve dans arenası, güneş tuna nehri'nin üzerinde doğana kadar hıncahınç doluydu.

a kad se sunce smiri i kad se smrèe, gle, peæ se dimljaše, i plamen ognjeni prolažaše izmedju onih delova.
güneş batıp karanlık çökünce, dumanlı bir mangalla alevli bir meşale göründü ve kesilen hayvan parçalarının arasından geçti.

i gde je sada nadanje moje? moje nadanje ko æe videti?
kim benim için umut görebilir?

jer zvezde nebeske i prilike nebeske neæe pustiti svetlost svoju, sunce æe pomrèati o radjanju svom, i mesec neæe pustiti svetlost svoju.
doğan güneş kararacak, ay ışığını vermez olacak.

no, milan (37) ipak je optimista. „znate onu izreku - posle kiše uvek dođe sunce.
37 yaşındaki milan ise iyimser: “eskilerin ‘yağmurdan sonra hep güneş açar’ diye bir sözü vardır.