Results for zapovest translation from Serbian to Turkish

Human contributions

From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.

Add a translation

Serbian

Turkish

Info

Serbian

ovo je prva i najveæa zapovest.

Turkish

İşte ilk ve en önemli buyruk budur.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

i tako sada vama je ova zapovest, sveštenici.

Turkish

‹‹Şimdi, ey kâhinler, bu buyruk sizin içindir.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

tako se ukida predjašnja zapovest, što bi slaba i zaludna.

Turkish

Önceki buyruk, zayıflığı ve yararsızlığı nedeniyle geçersiz kılındı.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

poštuj oca svog i mater: ovo je prva zapovest s obeæanjem:

Turkish

‹‹İyilik bulmak, yeryüzünde uzun ömürlü olmak için annene babana saygı göstereceksin.›› vaat içeren ilk buyruk budur.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

jer greh uzevši poèetak kroz zapovest prevari me, i ubi me njome.

Turkish

Çünkü günah buyruğun verdiği fırsatla beni aldattı, buyruk aracılığıyla beni öldürdü.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

i reèe im: dobro ukidate zapovest božju da svoj obièaj saèuvate.

Turkish

İsa onlara ayrıca şunu söyledi: ‹‹kendi törenizi sürdürmek için tanrı buyruğunu bir kenara itmeyi ne de güzel beceriyorsunuz!

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

ja ti kažem: izvršuj zapovest carevu, i to zakletve božje radi.

Turkish

kralın buyruğuna uy, diyorum. Çünkü tanrının önünde ant içtin.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

eda li se na tvoju zapovest diže u vis orao, i na visini vije gnezdo?

Turkish

leşler neredeyse, o da oradadır.››

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

a ja življah nekad bez zakona; a kad dodje zapovest, onda greh ožive,

Turkish

bir zamanlar, yasanın bilincinde değilken diriydim. ama buyruğun bilincine vardığımda günah dirildi, bense öldüm. buyruk da bana yaşam getireceğine, ölüm getirdi.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

a plemena levijevog i venijaminova ne izbroja s njima jer mrska beše joavu zapovest careva.

Turkish

yoav levililerle benyaminlileri saymadı; çünkü kralın bu konudaki buyruğunu benimsememişti.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

a glavari sveštenièki i fariseji izdaše zapovest ako ga ko opazi gde je, da javi da ga uhvate.

Turkish

başkâhinlerle ferisiler o'nu yakalayabilmek için, yerini bilenlerin haber vermesini buyurmuşlardı.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

i kad izidje zapovest, te ubijahu mudrace, tražahu i danila i drugove njegove da ih ubiju.

Turkish

böylece hepsinin öldürülmesi için buyruk çıktı. danielle arkadaşlarının öldürülmesi için de adamlar gönderildi.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

u kuranu postoji potpuno identična priča o veri za uzor zbog koje je avram spreman da žrtvuje svog sina na božju zapovest.

Turkish

kur'an-ı kerim de, İbrahim'in oğlunu allah'ın emrine kurban etmek istediği aynı örnek inanç öyküsünü anlatıyor.

Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

ali kako bi se smirio? jer mu gospod dade zapovest na askalon i na primorje; onamo ga odredi.

Turkish

kılıç nasıl yatışabilir?››

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

Čuvena zapovest rozenštajn-rodaka, da je jugoistočnoj evropi potreban veliki podstrek, nije izgubila svoj smisao.

Turkish

rosenstein-rodan'ın güneydoğu avrupa'nın bir büyük İtiş'e gereksinim duyduğuna ilişkin meşhur sözü, anlamından bir şey yitirmiş değildir.

Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

a pratioci dovedoše pavla do atine: i primivši zapovest na silu i timotija da dodju k njemu što brže, vratiše se.

Turkish

pavlusla birlikte gidenler onu atinaya kadar götürdüler. sonra pavlustan, silasla timoteosun bir an önce kendisine yetişmeleri yolunda buyruk alarak geri döndüler.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

i sad molim te, gospodjo, ne kao da ti novu zapovest pišem, nego koju imamo ispoèetka, da imamo ljubav medju sobom.

Turkish

Şimdi sana rica ediyorum, hanımefendi, birbirimizi sevelim. bu sana yazdığım yeni bir buyruk değil, başlangıçtan beri kabul ettiğimiz buyruktur.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

glasnici koji jahahu na brzim konjima i mazgama otidoše brzo i hitno po zapovesti carevoj; i zapovest bi oglašena u susanu, carskom gradu.

Turkish

kralın hizmetindeki atlara binen ulaklar, kralın buyruğuna uyarak hemen dörtnala yola koyuldular. ferman sus kalesinde de okundu.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

ali èuvši da arhelaj caruje u judeji mesto iroda oca svog, poboja se onamo iæi; nego primivši u snu zapovest, otide u krajeve galilejske.

Turkish

ama yahudiyede hirodesin yerine oğlu arhelasın kral olduğunu duyunca oraya gitmekten korktu. rüyada uyarılınca celile bölgesine gitti.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

a porodici rihavovoj reèe jeremija: ovako veli gospod nad vojskama bog izrailjev: Što slušate zapovest jonadava oca svog i držite sve zapovesti njegove i èinite sve kako vam je zapovedio,

Turkish

yeremya rekav ailesine şöyle dedi: ‹‹İsrailin tanrısı, her Şeye egemen rab diyor ki, ‹atanız yehonadavın buyruğuna uydunuz, onun bütün uyarılarını dikkate aldınız, size buyurduğu her şeyi yaptınız.›

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Get a better translation with
8,950,833,768 human contributions

Users are now asking for help:



We use cookies to enhance your experience. By continuing to visit this site you agree to our use of cookies. Learn more. OK