From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
lo pondrás sobre cuatro pilares de madera de acacia recubiertos de oro, con sus ganchos de oro sobre las cuatro bases de plata
dört gümüş taban üstünde duran akasya ağacından altın kaplı dört direk üzerine as. Çengelleri altın olacak.
para el velo hizo cuatro pilares de madera de acacia y los recubrió de oro. sus ganchos eran de oro, y fundió para ellos cuatro bases de plata
perde için akasya ağacından dört direk yaparak altınla kapladı. Çengelleri de altındı. direkler için dört gümüş taban döktü.
"entonces hice un arca de madera de acacia y labré dos tablas de piedra como las primeras. después subí al monte con las dos tablas en mi mano
‹‹böylece akasya ağacından bir sandık yaptım. Öncekiler gibi iki taş levha kestim. İki levhayı da alıp dağa çıktım.
"harás un altar de madera de acacia. será cuadrado, de 5 codos de largo, de 5 codos de ancho y de 3 codos de alto
‹‹sunağı akasya ağacından kare biçiminde yap. eni ve boyu beşer arşın, yüksekliği üç arşın olacak.
"harás un arca de madera de acacia. será de dos codos y medio de largo, de un codo y medio de ancho, y de un codo y medio de alto
‹‹akasya ağacından bir sandık yapsınlar. boyu iki buçuk, eni ve yüksekliği birer buçuk arşın olsun.
hizo también de madera de acacia el altar del incienso. era cuadrado, de un codo de largo, de un codo de ancho y de dos codos de alto. sus cuernos estaban hechos de la misma pieza
akasya ağacından bir buhur sunağı yaptı. kare biçiminde, boyu ve eni birer arşınfö, yüksekliği iki arşındı. boynuzları kendindendi.
y liños de acacias,
onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler.