Results for aromáticas, aromáticas translation from Spanish to Turkish

Spanish

Translate

aromáticas, aromáticas

Translate

Turkish

Translate
Translate

Instantly translate texts, documents and voice with Lara

Translate now

Human contributions

From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.

Add a translation

Spanish

Turkish

Info

Spanish

grano de vaina, plantas aromáticas.

Turkish

kabuklu taneler ve baharatlar.

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Spanish

tendrá reposo, plantas aromáticas y jardín de delicia.

Turkish

ama eğer ölen kimse allah'a yakın olanlardan ise, onun için rahatlık, güzel nasip ve naîm cenneti var.

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Spanish

algunos de los hijos de los sacerdotes preparaban la mezcla de las especias aromáticas

Turkish

ancak baharatı karıştırıp hazırlama görevi kâhinlerindi.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Spanish

aceite para la iluminación, especias aromáticas para el aceite de la unción y para el incienso aromático

Turkish

kandil için zeytinyağı, mesh yağıyla güzel kokulu buhur için baharat,

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Spanish

entonces ella dio al rey 120 talentos de oro, una gran cantidad de especias aromáticas y piedras preciosas. nunca llegó una cantidad tan grande de especias aromáticas como la que la reina de saba dio al rey salomón

Turkish

saba kraliçesi krala 120 talant altın, çok büyük miktarda baharat ve değerli taşlar armağan etti. krala o kadar baharat armağan etti ki, bir daha bu kadar çok baharat görülmedi.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Spanish

y el primer día de la semana, muy de mañana, fueron al sepulcro llevando las especias aromáticas que habían preparado

Turkish

kadınlar haftanın ilk günü, sabah çok erkenden, hazırlamış oldukları baharatı alıp mezara gittiler.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Spanish

cuando pasó el sábado, maría magdalena, maría madre de jacobo, y salomé compraron especias aromáticas para ir a ungirle

Turkish

Şabat günü geçince, mecdelli meryem, yakupun annesi meryem ve salome gidip İsanın cesedine sürmek üzere baharat satın aldılar.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Spanish

la babosa, que ataca sin piedad a las hierbas aromáticas y a las hortalizas, parece resistir a las medidas de control.

Turkish

bitkilerinize ve sebzelerinize acımasızca saldıran salyangoz, kontrol tedbirlerine karşı bağışıklık kazanmış gibi görünüyor.

Last Update: 2014-02-06
Usage Frequency: 1
Quality:

Spanish

ezequías tuvo muchísimas riquezas y gloria. adquirió tesoros de plata y oro, piedras preciosas, especias aromáticas, escudos y toda clase de objetos valiosos

Turkish

hizkiya çok zengin ve onurlu biriydi. altını, gümüşü, değerli taşları, baharatı, kalkanları ve çeşit çeşit değerli eşyası için hazineler yaptırdı.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Spanish

vino a jerusalén con un gran séquito, con camellos cargados de especias aromáticas, oro en gran abundancia y piedras preciosas. cuando vino a salomón, habló con él de todo lo que tenía en su corazón

Turkish

Çeşitli baharat, çok miktarda altın ve değerli taşlarla yüklü büyük bir kervan eşliğinde yeruşalime gelen kraliçe, aklından geçen her şeyi süleymanla konuştu.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Spanish

y lo sepultaron en el sepulcro que él había cavado para sí en la ciudad de david. lo recostaron en un féretro, el cual llenaron de especias aromáticas y de todo tipo de ungüentos y mezclas de ungüentos, e hicieron una gran hoguera en su honor

Turkish

onu özel olarak hazırlanmış, güzel kokulu çeşit çeşit baharat dolu bir sedyeye yatırarak davut kenti'nde kendisi için yaptırdığı mezara gömdüler. onuruna çok büyük bir ateş yaktılar.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Spanish

la reina de saba oyó de la fama de salomón y vino a jerusalén con un gran séquito, con camellos cargados de especias aromáticas, oro en abundancia y piedras preciosas, para probar a salomón con preguntas difíciles. cuando vino a salomón, habló con él de todo lo que tenía en su corazón

Turkish

saba kraliçesi, süleymanın ününü duyunca, onu çetin sorularla sınamak için yeruşalime geldi. Çeşitli baharat, çok miktarda altın ve değerli taşlarla yüklü büyük bir kervan eşliğinde gelen kraliçe, aklından geçen her şeyi süleymanla konuştu.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Spanish

"toma especias aromáticas: de mirra granulada de primera, 500 siclos; de canela aromática, la mitad, es decir, 250; de cálamo aromático, 250

Turkish

‹‹Şu nadide baharatı al: 500 şekel sıvı mür, yarısı kadar, yani 250şer şekel güzel kokulu tarçın ve kamış,

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Warning: Contains invisible HTML formatting

Spanish

hidrocarburo aromático

Turkish

aromatik hidrokarbon

Last Update: 2014-10-05
Usage Frequency: 6
Quality:

Reference: Wikipedia

Some human translations with low relevance have been hidden.
Show low-relevance results.

Get a better translation with
8,947,363,098 human contributions

Users are now asking for help:



We use cookies to enhance your experience. By continuing to visit this site you agree to our use of cookies. Learn more. OK