Results for posteriormente translation from Spanish to Turkish

posteriormente, serían arrestados por la policía.
devamında polis tarafından gözaltına alındılar.

a menudo resulta complicado acordar un nivel adecuado de protección y posteriormente velar por su cumplimiento.
bu nedenle, uygun bir koruma düzeyin konusunda mutabakat varmak ve bunu uygulamak genellikle zor olmaktadır.

el denunciante señaló posteriormente que había recibido el pago en solamente 30 días por los servicios realizados en base a su último contrato.
Şikayette bulunan, daha sonra son sözleşmesi kapsamındaki hizmetleri için sadece 30 gün içerisinde kendisine ödeme yapıldığını belirtti.

con la misma cámara pueden realizarse retratos para imprimirlos a gran formato posteriormente, lo cual implica el transportar sólo una única cámara.
iso 3200 değerinde elde edilen etkileyici sonuçlar sayesinde çok güçlü ışığa sahip olmayan ortamlarda bu ürünün rahatlıkla kullanılabileceğini söyleyebiliriz.

posteriormente se añadirán a la serie otros informes sobre la oferta de otras drogas sintéticas en europa, incluida la anfetamina y el éxtasis.
yalnızca iki diğer avrupa ülkesi 2007’de bu miktara yaklaşan ele geçirme vakaları rapor etmiş, fransa ve almanya’nın her ikisi de yaklaşık bir milyon hap ele geçirildiğini bildirmiştir.

en los pasos siguientes establecerá las opciones para el volumen externo (dentro del que se creará el volumen oculto posteriormente).
sonraki adımlarda dış birim için seçenekleri ayarlayacaksınız (sonradan içinde gizli birimin oluşturulacağı birim).

esta evaluación deberá ir seguida de un período de reflexión de un año durante el cual los debates se realizarán en un primer momento en grupos de trabajo de expertos intergubernamentales y posteriormente en reuniones entre períodos de sesiones.
bu değerlendirmeyi bir yıllık bir düşünme dönemi izleyecek olup bu sırada önce hükümetlerarası uzman çalışma gruplarında, daha sonra da oturumlararası toplantılarda tartışmalar yapılacaktır.

a pesar de que parte de los blogueros y activistas han sido posteriormente liberados, en el momento de la detención muchos de ellos no tuvieron oportunidad de comunicar a sus abogados y familias la situación en la que se encontraban.
tutuklanan bloggerlardan bazıları daha sonra salınsa da, tutuklanmaları esnasında ailelerine ya da avukatlarına ne olup bittiğini haber verme fırsatları olmuyordu.

la cuestión particular también analiza en qué medida se han trasladado a las políticas de salud pública europeas los conocimientos de la relación existente entre el consumo de sustancias psicoactivas legales e ilegales a una edad temprana y la dependencia de sustancias posteriormente a lo largo de la vida.
Çok genç avrupalıların (15 yaş altı) uyuşturucu kullanımı hakkındaki seçili konu, bu yaş grubundaki uyuşturucu kullanma yaygınlığının düşük olduğunu ve esas olarak deneysel kullanım oranlarını yansıttığını ortaya koymaktadır. birçok genç tarafından düzenli uyuşturucu kullanımı nadir olup, çoğu zaman bunlar son derece sorunlu bir kesimde görülmektedir.

4.el consejo de ministros podrá adoptar posteriormente, por mayoría cualificada, una decisión europea que modifique o derogue las medidas adoptadas de conformidad con el apartado3 como respuesta a cambios en la situación que motivó su imposición.
4.3. paragraf çerçevesinde alınan önlemlere yol açan durumda değişiklikolmasıhalinde, nitelikli çoğunlukla hareket eden bakanlar konseyi, sonradan bu önlemleri değiştiren veya iptal eden bir avrupa kararıkabul edebilir.

en este modelo de cámara, lo que pasa a primer plano no es la técnica, sino el placer de fotografiar, principio adoptado posteriormente por otras marcas, algo que debería suponer un motivo de orgullo para kodak.
ve bunun diğer markalar tarafından da uygulanıyor olması kodak'ın ne kadar doğru bir yolda olduğunu kanıtlıyor.

algunas han tenido que someterse a un «cambio de actitud», siendo reeducadas sobre la necesidad de que el ejército tome el poder y, posteriormente, se haga a un lado.
ordunun hükümeti ele geçirmesinin gerekliliği konusunda eğitilmesi için bazıları 'düşünce düzenlemesi'nden geçmeye zorlandı.

ejemplo. una persona trabajadora que inicialmente no se acogió a la posibilidad de descontar de su nómina la cuota sindical, posteriormente se afilia a un sindicato y solicita dicho descuento. ejemplo. la empresa instala un nuevo sistema de control de presencia basado en el uso de dispositivos de videovigilancia.
1. dİnamİk bİr hak olarak verİlerİn korunmasi Çalışma ilişkileri statik bir gerçeklik değildir ve hem işçi hem de işveren açısından meydana gelen değişikliklere konu olabilir.