Results for sol y luna translation from Spanish to Turkish

se reúnan el sol y la luna,
gözün kamaştığı, ayın tutulduğu, güneş ve ayın bir araya getirildiği zaman, işte o gün insan: "kaçacak yer nerede?" der.

el sol y la luna, para cómputo.
güneş de ay da bir hesab iledir.

sol y el gato i
gizli görev

durará con el sol y la luna, generación tras generación
kral kuşaklar boyunca yaşasın; metin ‹‹kuşaklar boyunca senden korksunlar.››

¡por el sol y su claridad!
andolsun güneşe ve onun aydınlığına,

mezcla de sol y nubesweather forecast
güneşli ve bulutluweather forecast

el sol y la luna se oscurecen, y las estrellas retiran su fulgor
yıldızların parıltısı görünmez oluyor.

entre sus signos figuran la noche el día, el sol y la luna.
gece ile gündüz ve güneş ile ay allah'ın kudretinin delillerindendir.

Él es quien ha creado la noche y el día, el sol y la luna.
geceyi ve gündüzü, güneş'i ve ay’ı yaratan o’dur.

ha sujetado a vuestro servicio el sol y la luna, que siguen su curso.
görevlerini şaşmadan yapmak üzere güneş'i ve ay'ı da size boyun eğdirdi.

y ha sujetado a vuestro servicio la noche y el día, el sol y la luna.
geceyi gündüzü, güneşi ayı sizin istifadenize vermiştir.

ha sujetado el sol y la luna, prosiguiendo cada uno su curso hacia un término fijo.
güneş ve ay'ı da sizin hizmetinize veren o’dur. onlardan her biri belirli bir süreye kadar akarcasına hareket eder.

he visto once estrellas, el sol y la luna. los he visto prosternarse ante mí».
"rüyamda onbir yıldız, güneş ve ayın bana secde ettiklerini gördüm" demişti.

si se selecciona, los planetas, el sol y la luna se mostrarán como imágenes bitmap en el mapa
seçilirse, gezegenler, güneş ve ay haritada resim olarak gösterilecek

si se selecciona, los planetas, el sol y la luna se mostrarán como imágenes en el mapa celeste.
gökyüzü haritasında büyük gezegenleri (güneş ve ay dahil) resim olarak göster/ gizle.

quien hace que el alba apunte, quien hizo de la noche descanso y del sol y de la luna cómputo.
karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran o'dur. geceyi dinlenme zamanı, güneşi ve ayı (vakitlerin bilinmesi için) birer hesap (ölçüsü) yapmıştır.

hay un mal que he visto debajo del sol y que es muy gravoso sobre el hombre
güneşin altında insana ağır gelen bir kötülük gördüm:

Él manda al sol, y éste no brilla; y pone un sello a las estrellas
yıldızları mühürler.

ha sujetado a vuestro servicio el sol y la luna, que siguen su curso. ha sujetado a vuestro servicio la noche y el día.
gökleri ve yeri yaratan, yukardan indirdiği su ile rızık olarak ürünler yetiştiren, emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri, nehirleri, belli yörüngelerinde yürüyen ay ve güneşi, geceyle gündüzü sizin buyruğunuza veren allah'tır.

muestra/ oculta etiquetas con los nombres de los planetas mayores (y el sol y la luna) en el mapa celeste.
gökyüzü haritasında büyük gezegen etiketlerini (güneş ve ay dahil) göster/ gizle.