Results for mateso translation from Swahili to Turkish

nitamtesa kwa mateso yasio wezekana.
ben de onu sarp mı sarp bir yokuşa sardıracağım.

na makafiri watapata mateso ya kudhalilisha.
ayrıca kafirler için alçaltıcı bir azap vardır.

popote waendapo husababisha maafa na mateso;
yıkım ve dert var yollarında.

hakika sisi tumeufanya huo kuwa ni mateso kwa walio dhulumu.
biz o ağacı, zalimler için bir dert yaptık.

lakini firauni alimuasi huyo mtume, basi tukamshika mshiko wa mateso.
ama firavun o peygambere karşı gelmiş, biz de onu ağır ve çetin bir şekilde muaheze etmiştik.

basi, habari za imani yenu zimetutia moyo katika taabu na mateso yetu yote,
bu nedenle kardeşler, bütün çile ve sıkıntılarımız arasında, imanınızdan ötürü sizinle teselli bulduk.

maana ninao ndugu watano, ili awaonye wasije wakaja huku kwenye mateso.
Çünkü beş kardeşim var. lazar onları uyarsın ki, onlar da bu ıstırap yerine düşmesinler.›

lakini, ingawa alikuwa mwana wa mungu, alijifunza kutii kwa njia ya mateso.
oğul olduğu halde, çektiği acılarla söz dinlemeyi öğrendi.

na piganeni nao mpaka isiwepo fitna na mateso, na dini yote iwe kwa ajili ya mwenyezi mungu.
baskı ve zulmu ortadan kaldırıncaya ve dini sadece allah'a ait kılıncaya dek onlarla savaşın.

muwe imara katika imani na kumpinga, mkijua kwamba ndugu zenu pote duniani wanapatwa na mateso hayohayo.
dünyanın her yerindeki kardeşlerinizin de aynı acıları çektiğini bilerek imanda sarsılmadan İblise karşı direnin.

maana kama mnavumilia maumivu ya mateso msiyostahili kwa sababu mwajua kwamba mungu anataka hivyo, basi mungu atawafadhili.
haksız yere acı çeken kişi, tanrı bilinciyle acıya katlanırsa, tanrıyı hoşnut eder.

namna hivi yanakuwa mateso, na bila ya shaka mateso ya akhera ni makubwa zaidi, laiti wangeli jua!
Âhiretteki azap ise daha müthiştir. keşke bunu bir bilselerdi!

akaenda mbele kidogo, akajitupa chini kifudifudi, akasali kwamba, kama ingewezekana, asiipitie saa hiyo ya mateso.
biraz ilerledi, yüzüstü yere kapanıp dua etmeye başladı. ‹‹mümkünse o saati yaşamayayım›› dedi.

huyo tajiri, alikuwa na mateso makali huko kuzimu, akainua macho yake, akamwona abrahamu kwa mbali na lazaro karibu naye.
Ölüler diyarında ıstırap çeken zengin adam başını kaldırıp uzakta İbrahimi ve onun yanında lazarı gördü.

kutokana na mateso yaliyotokea wakati stefano alipouawa, waumini walitawanyika. wengine walikwenda mpaka foinike, kupro na antiokia wakihubiri ule ujumbe kwa wayahudi tu.
İstefanosun öldürülmesiyle başlayan baskı sonucu dağılan imanlılar, fenike, kıbrıs ve antakyaya kadar gittiler. tanrı sözünü sadece yahudilere duyuruyorlardı.

wagonjwa na watu waliokuwa wakielekea kwenye hospitali kubwa ya jiji hilo iitwayo sandmen iliwabidi kuvumilia mateso ya kusubiri masaa kadhaa kabla ya kuingia hospitalini, iliyopo karibu kabisa na makazi ya gavana.
hükümet binası yanında bulunan şehrin büyük hastanelerinden sandmen provincial'ın hastaları ve yöneticileri tesise girebilmek için işkence gibi uzun saatler beklemek zorunda kaldı

na katika watu wapo wanao sema: tumemuamini mwenyezi mungu. lakini wanapo pewa maudhi kwa ajili ya mwenyezi mungu, wanayafanya mateso ya watu kama ni adhabu ya mwenyezi mungu.
İnsanlar içinden öylesi vardır ki, "allah'a inandık" der fakat allah uğrunda bir eziyete uğratılınca, insanlardan gelen fitneyi allah'ın azabı gibi tutar.

sikiliza! sasa namtupa kitandani ambapo yeye pamoja na wote waliofanya uzinzi naye watapatwa na mateso makali. naam, nitafanya hivyo, kama wasipotubu matendo yao mabaya waliyotenda naye.
bak, onu yatağa düşüreceğim; onun yaptıklarından tövbe etmezlerse, onunla zina edenleri de büyük sıkıntıların içine atacağım.

kwa hiyo nakubali kwa radhi udhaifu, madharau, taabu, udhalimu na mateso, kwa ajili ya kristo; maana ninapokuwa dhaifu, ndipo ninapokuwa na nguvu.
bu nedenle mesih uğruna güçsüzlükleri, hakaretleri, zorlukları, zulümleri ve darlıkları sevinçle karşılıyorum. Çünkü ne zaman güçsüzsem, o zaman güçlüyüm.

naye akawajibu, "naam, eliya anakuja kwanza kutayarisha yote. hata hivyo, kwa nini basi imeandikwa katika maandiko matakatifu kwamba mwana wa mtu atapatwa na mateso mengi na kudharauliwa?
o da onlara şöyle dedi: ‹‹gerçekten de önce İlyas gelir ve her şeyi yeniden düzene koyar. ama nasıl oluyor da İnsanoğlunun çok acı çekeceği ve hiçe sayılacağı yazılmıştır?