Trying to learn how to translate from the human translation examples.
From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
nevayotun kızkardeşi, İsmailin kızı basemat.
وبسمة بنت اسماعيل اخت نبايوت.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
yanında kalan evlenmemiş kızkardeşi için kendini kirletebilir.
واخته العذراء القريبة اليه التي لم تصر لرجل. لاجلها يتنجس.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
gilatın kızkardeşi hammoleket İşhotu, aviezeri, mahlayı doğurdu.
واخته همّولكة ولدت ايشهود وابيعزر ومحلة.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
meryem ile kızkardeşi martanın köyü olan beytanyadan lazar adında bir adam hastalanmıştı.
وكان انسان مريضا وهو لعارز من بيت عنيا من قرية مريم ومرثا اختها.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
martanın meryem adındaki kızkardeşi, rabbin ayakları dibine oturmuş onun konuşmasını dinliyordu.
وكانت لهذه اخت تدعى مريم التي جلست عند قدمي يسوع وكانت تسمع كلامه.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
‹‹kızkardeşi oholiva bunu gördü, ama şehveti ve fahişelikleri kızkardeşininkinden daha utanç vericiydi.
فلما رأت اختها أهوليبة ذلك افسدت في عشقها اكثر منها وفي زناها اكثر من زنى اختها.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
İshak aramlı lavanın kızkardeşi, paddan-aramlı betuelin kızı rebekayla evlendiğinde kırk yaşındaydı.
وكان اسحق ابن اربعين سنة لما اتخذ لنفسه زوجة رفقة بنت بتوئيل الارامي اخت لابان الارامي من فدّان ارام.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
harunun kızkardeşi peygamber miryam tefini eline aldı, bütün kadınlar teflerle, oynayarak onu izlediler.
فاخذت مريم النبية اخت هرون الدف بيدها. وخرجت جميع النساء وراءها بدفوف ورقص.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
İsmailin yanına gitti. İbrahim oğlu İsmailin kızı, nevayotun kızkardeşi mahalatla evlenerek onu karılarının üzerine getirdi.
فذهب عيسو الى اسماعيل واخذ محلة بنت اسماعيل بن ابراهيم اخت نبايوت زوجة له على نسائه
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
davutun oğlu avşalomun tamar adında güzel bir kızkardeşi vardı. davutun başka bir oğlu, amnon tamara gönül verdi.
وجرى بعد ذلك انه كان لابشالوم بن داود اخت جميلة اسمها ثامار فاحبها امنون بن داود.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
harun nahşonun kızkardeşi ve amminadavın kızı elişevayla evlendi. elişeva ona nadav, avihu, elazar ve İtamarı doğurdu.
واخذ هرون أليشابع بنت عمّيناداب اخت نحشون زوجة له. فولدت له ناداب وابيهو والعازار وإيثامار.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
ey harun ' un kızkardeşi ! baban kötü bir kimse değildi , annen de iffetsiz değildi " dediler .
« فأتت به قومها تحمله » حال فرأوه « قالوا يا مريم لقد جئت شيئا فريا » عظيما حيث أتيت بولد من غير أب .
Last Update: 2014-07-02
Usage Frequency: 1
Quality:
Warning: Contains invisible HTML formatting
" ey harun ' un kızkardeşi ! senin baban kötü bir adam değildi , annen de iffetsiz bir kadın değildi . "
« يا أخت هارون » هو رجل صالح أي : يا شبيهته في العفة « ما كان أبوك أمرأ سوء » أي : زانيا « وما كانت أمك بغيا » زانية فمن أين لك هذا الولد .
Last Update: 2014-07-02
Usage Frequency: 1
Quality:
Warning: Contains invisible HTML formatting
ey harun ' un kızkardeşi , baban kötü bir adam değildi , annen de fahişe değildi ( sen ne yaptın böyle ) ?
« يا أخت هارون » هو رجل صالح أي : يا شبيهته في العفة « ما كان أبوك أمرأ سوء » أي : زانيا « وما كانت أمك بغيا » زانية فمن أين لك هذا الولد .
Last Update: 2014-07-02
Usage Frequency: 1
Quality:
silla tuval-kayini doğurdu. tuval-kayin tunç ve demirden çeşitli kesici aletler yapardı. tuval-kayinin kızkardeşi naamaydı.
وصلّة ايضا ولدت توبال قايين الضارب كل آلة من نحاس وحديد. واخت توبال قايين نعمة.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
İsa, ‹‹taşı çekin!›› dedi. Ölenin kızkardeşi marta, ‹‹rab, o artık kokmuştur, öleli dört gün oldu›› dedi.
قال يسوع ارفعوا الحجر. قالت له مرثا اخت الميت يا سيد قد انتن لان له اربعة ايام.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
" hani , kızkardeşin gidiyor , şöyle diyordu : ' onun bakımını üstlenecek kişiyi size göstereyim mi ? ' nihayet , seni annene geri döndürdük ki , gözü aydın olsun , tasalanmasın .
« إذ » للتعليل « تمشي أختك » مريم لتتعرف من خبرك وقد أحضروا مراضع وأنت لا تقبل ثدي واحدة منهن « فتقول هل أدلكم على من يكفله » فأجيبت فجاءت بأمه فقبل ثديها « فرجعناك إلى أمك كي تقر عينها » بلقائك « ولا تحزن » حينئذ « وقتلت نفسا » هو القبطي بمصر ، فاغتممت لقتله من جهة فرعون « فنجيناك من الغم وفتناك فتونا » اختبرناك بالإيقاع في غير ذلك وخلصناك منه « فلبثت سنين » عشرا « في أهل مدين » بعد مجيئك إليها من مصر عند شعيب النبي وتزوجك بابنته « ثم جئت على قدر » في علمي بالرسالة وهو أربعون سنة من عمرك « يا موسى » .
Last Update: 2014-07-02
Usage Frequency: 1
Quality:
Warning: Contains invisible HTML formatting