Trying to learn how to translate from the human translation examples.
From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
simitis, böyle bir planın bulunmadığını söyledi.
takav plan ne postoji, izjavio je simitis.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
muhalefet hükümetin net bir özelleştirme stratejisinin bulunmadığını söylüyor.
opozicija tvrdi kako vlada nema jasnu privatizacijsku strategiju.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
ancak vasilakis hiçbir anlaşma imzalama yetkisi bulunmadığını söyledi.
međutim, vasilakis je kazao kako je ovlašten potpisivati bilo kakve sporazume.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
bundan sonra dss, ds ile bir daha görüşme olasılığının bulunmadığını açıkladı.
nakon toga dss je odbacila mogućnosti bilo kakvih daljnjih razgovora sa ds-om.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
knop, şiddet olaylarında artış olacağını gösteren bir işaret bulunmadığını söyledi.
dodao je kako nema znakova koji navješćuju povećanje nasilja.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 2
Quality:
kfor sözcüsü binbaşı daniel harvey, nato gücünün bir yorumda bulunmadığını söyledi.
glasnogovornik kfor-a, bojnik daniel harvey, izjavio je kako te snage, koje predvodi nato, nemaju komentar.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
atlar tecrit edildi ve sağlık yetkilileri hastalığın yayılma riski bulunmadığını açıkladılar.
konji su izolirani i medicinari su kazali kako ne postoji bojazan od širenja bolesti.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
yetkililer bütçede yeterli para bulunmadığını ve önceliğin bir başka otoyol projesinde olduğunu söylüyorlar.
dužnosnici pojašnjavaju kako u proračunu nema dovoljno novca, te kako druga auto cesta ima prioritet.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
sc eğitim ve kültür bakanlığı, sinemalarda neyin gösterildiği konusunda ellerinde done bulunmadığını açıkladı.
ministarstvo prosvjete i kulture rs reklo je da nema utjecaja na ono što se prikazuje u kinima.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
carstea, hastanedeki personel eksikliği göz önüne alındığında yerine geçebilecek kimse bulunmadığını iddia ediyor.
ona kaže kako nije bilo nikog od osoblja slobodnog da je zamijeni, s obzirom na strašan manjak osoblja u bolnici.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
fakat ordu, sözleşmeden sadece basın yoluyla haberi olduğunu ve kendilerinde sözleşmenin nüshasının bulunmadığını açıkladı.
međutim, vojska je priopćila kako je za ugovore saznala tek iz medija, te kako čak nije imala ni preslike ugovora.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
ancak stamboliç ailesinin avukatı nikola baroviç, mahkemenin böyle bir kararı almak için gerekçesi bulunmadığını savunuyor.
međutim, odvjetnik obitelji stambolić nikola barović tvrdi kako je takva odluka potpuno neutemeljena.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
savcılar pazar günü yaptıkları açıklamada, Şık ve Şener'in tutuklanmasının medyada yazdıklarıyla ilgisi bulunmadığını bildirdi.
tužitelji su u nedjelju priopćili kako uhićenje sika i senera nije imalo ništa s onim što su pisali u medijima.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
ahtisaari new york'taki toplantı sonrasında yaptığı konuşmada, kosova müzakereleri için tanımlanmış bir son tarih bulunmadığını söyledi.
nakon sastanka u new yorku, ahtisaari je kazao kako ne postoje utvrđeni rokovi za razgovore o kosovu.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
kuşlarda virüsün ölümcül h5n1 türünün bulunup bulunmadığını belirleme amaçlı testler İngiltere'nin weybridge kentindeki ab referans laboratuvarında yapılacak.
daljnji testovi bit će izvršeni u referentnom laboratoriju u weybridgeu, u britaniji kako bi se utvrdilo jesu li ptice imale smrtonosni oblik h5n1 virusa.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 2
Quality:
hükümet, sırbistan'ın 1999 yılından beri kosova'da güvenlik gücü bulunmadığını söylüyor. [reuters]
srbija nema snage sigurnosti na kosovu od 1999. godine, kaže vlada. [reuters]
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
eulex sözcüsü blerim krasniki, geci hakkındaki kararın "dick marty'nin raporuyla bir ilgisi" bulunmadığını söyledi.
glasnogovornik eulex-a blerim krasniqi izjavio je kako presuda geciu "nije vezana za izvješće dicka martya".
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
Warning: Contains invisible HTML formatting
yetkililer, emekli general ante gotovina'nın hırvat topraklarında olmadığında ısrar ederek, hakkında bilgileri bulunmadığını söylüyorlar. [afp]
vlasti kažu kako nemaju informacije o tome gdje se nalazi umirovljeni general ante gotovina, ustrajavajući kako on nije na teritoriju hrvatske. [afp]
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
karadağ'ın asla sırbistan'ın bir parçası olmadığını belirten vlahoviç, karadağ'ın statüsü meselesinin kosova'nın statüsüyle ilgisi bulunmadığını da vurguladı.
crna gora nikada nije bila dio srbije, istaknuo je ministar, naglašavajući kako pitanje statusa crne gore nije vezano za status kosova.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 2
Quality:
1992 yılında sırbistan'a uygulanan uluslararası ticaret yaptırımları, ayakkabı üreticileri için bir ihracat pazarı bulunmadığı anlamına geldi.
međunarodne trgovinske sankcije koje su uvedene srbiji 1992. godine značile su da nije bilo izvoznog tržišta za proizvođače obuće.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality: