Results for karşısındaki translation from Turkish to Czech

böylece beytpeor'un karşısındaki vadide kaldık.››
i zůstali jsme v údolí naproti betfegor.

me-yarkon ve yafanın karşısındaki topraklarla birlikte rakkon.
mehaiarkon a rakon s pomezím, kteréž jest naproti joppe.

rab Şeria irmağı yanında eriha karşısındaki moav ovalarında musaya şöyle dedi:
i mluvil hospodin k mojžíšovi na rovinách moábských, při jordánu proti jerichu, řka:

sınır batıda maralaya doğru çıkıyor, dabbeşete erişip yokneam karşısındaki vadiye uzanıyor,
odkudž vstupuje meze jejich podlé moře k merala, a přichází až do debaset, a běží až ku potoku, kterýž jest proti jekonam.

orada, Şeria irmağı yanında eriha karşısındaki moav ovalarında rab musaya şöyle dedi:
mluvil pak hospodin k mojžíšovi na rovinách moábských, při jordánu naproti jerichu, řka:

Şeria irmağı yanında, eriha karşısındaki moav ovalarında musayla kâhin elazarın saydıkları İsrailliler bunlardı.
tito sečteni jsou od mojžíše a eleazara kněze; oni sečtli syny izraelské na polích moábských při jordánu, naproti jerichu.

bunlara bağlı olarak avrupa ekonomisinin rekabet gücü,özellikle de ana ticari rakipleri karşısındaki gücü artmaktadır.
firmy stimulované konkurencí tak nabízejí výrobky a služby, které jsoukonkurenceschopné, a to z hlediska ceny a kvality.

kuruluşu: 2004 sağlamadan sorumlu ruhsat sahipleri karşısındaki yetkilendirme makamıdır ve sözleşmeye uygunluk sağlayacaktır;
rok založení: 2004

uyuşturucu sorununa yönelik etkin tepkiler geliştirmek için elimizdeki veriler karşısında serinkanlı olmamız gerekiyor ancak konu karşısındaki duygusallığımızı hiçbir zaman yitirmemeliyiz.
vývoj účinných opatření v rámci problematiky drog od nás vyžaduje, abychom ke svým údajům přistupovali nezaujatě, nikdy však nesmíme být lhostejní k samotnému tématu.

kapı eşikleri, kafesli pencereler, eşiğin karşısındaki üç katı çevreleyen koridorlar tabandan pencerelere dek ağaç kaplıydı. pencereler açılıp kapanabiliyordu.
prahy i okna possoužená, i paláce vůkol po třech stranách jejich, naproti prahu taflování dřevěné vůkol a vůkol, i od země až do oken, též i okna otaflovaná,

Üçüncü gün ester kraliçe giysilerini kuşanıp sarayın iç avlusunda, taht odasının önünde durdu. kral bu odanın giriş kapısının karşısındaki tahtında oturuyordu.
stalo se potom dne třetího, oblékši se ester v roucho královské, postavila se v síni vnitřní domu královského, naproti pokoji královskému. král pak seděl na stolici své královské, v pokoji královském naproti dveřím domu.

ezra su kapısının karşısındaki alanda kadınların, erkeklerin ve anlayabilecek yaştaki çocukların önünde, sabahtan öğlene kadar yasa kitabını okudu. herkes dikkatle dinledi.
i četl v něm na té ulici, kteráž jest proti bráně vodné, od jitra až do poledne, při přítomnosti mužů i žen, i kteřížkoli rozuměti mohli. a uši všeho lidu obráceny byly k knize zákona.

Şimşon gece yarısına dek yattı. gece yarısı kalktı, kent kapısının iki kanadıyla iki direğini tutup sürgüyle birlikte yerlerinden söktü. hepsini omuzlayıp hevronun karşısındaki tepeye çıkardı.
spal pak samson až do půl noci, a o půl noci vstal, a pochytiv vrata brány městské s oběma veřejemi a s závorou, vložil na ramena svá a vnesl je na vrch hory, kteráž byla naproti hebronu.

musa bunları Şeria irmağının doğu yakasında, beytpeor karşısındaki vadide bildirdi. burası daha önce heşbonda oturan amorluların kralı sihona ait topraklardı. musa ile İsrailliler mısırdan çıktıklarında sihonu bozguna uğratmışlardı.
před jordánem v údolí naproti betfegor, v zemi seona, krále amorejského, kterýž bydlil v ezebon, jejž porazil mojžíš a synové izraelští, když vyšli z egypta,

avrupa’da kokain tüketim hacminin artması, avrupa kurlarının abd doları karşısındaki göreli gücü de hesaba katıldığında, düşen fiyatlar bir olasılıkla, daha küçük kâr marjlarını dengelemiş olabilir.
zvýšený objem spotřeby kokainu v evropě spolu s relativně silnými evropskými měnami v porovnání s americkým dolarem mohly vyrovnat pokles cen a snad i menší ziskové marže.

sınır, akor vadisinden devire çıkıyor, vadinin güneyinde adummim yokuşu karşısındaki gilgala doğru kuzeye yöneliyor, buradan eyn-Şemeş sularına uzanarak eyn-rogele dayanıyordu.
a vstupuje ta meze do dabir od údolí achor, a na půlnoci chýlí se k galgala, kteréž jest naproti vcházení do adomim, jenž jest údolí tomu ku poledni, a přechází k vodám ensemes, a skonává se u studnice rogel.

“avrupa’da 90 milyondanfazla çocuk yaşıyor ve bunlar, kirliliğin tehlikeri karşısinda halen korunmasız ”, diye
“vevro-pěje více než 90 milionů dětí a jsou zranitelnější vůči nebezpečím znečištění,”varovala. “je to proto, že děti jsou v