Results for çevreleyen translation from Turkish to English

Çevreleyen kutu:
bounding box:

Çevreleyen karakter
enclosing character

evi çevreleyen çitleri yaptım.
and made the beams going around the house.

Çevreleyen tepeler kasabayı korudu.
the surrounding hills protected the town.

Çoğu kalelerin onları çevreleyen bir hendeği vardır.
most castles have a moat surrounding them.

zirvenin yapılacağı mekanları çevreleyen alan trafiğe kapatılacak.
the area around summit venues will be closed to traffic.

Çevreleyen su ise donma noktasından birkaç derece yüksektir.
the surrounding water is just a couple of degrees above freezing.

ve bu yerlerde, molalar ülkeleri çevreleyen ağlarda yakalanıyor.
and over in these places, the molas are caught in set nets that line these countries.

kent ve onu çevreleyen dağların eşsiz panoramik manzarası da cabası.
it also offers a stunning, panoramic view of the city and the surrounding mountains.

yemin olsun, sizi çevreleyen kentleri/medeniyetleri de helâk ettik.
surely we destroyed many a town around you.

bu iplik belki de sıcak kabarcığı çevreleyen nötr gazın kabuğunun bir parçasıdır.
this filament may be part of a shell of neutral gas that surrounds the hot bubble.

dünyanın evrenin merkezinde olduğunu düşünün ve onu çevreleyen gökyüzü bir küreye yansıtılmış.
imagine that that earth is at the center of the universe, and surrounding it is the sky projected onto a sphere.

bu manyetik alan, akım geçiren teli çevreleyen dairesel alan çizgileri olarak gözde canlandırılabilir.
the magnetic field can be visualized as a pattern of circular field lines surrounding the wire that persists as long as there is current.

kuzey Şantung bölgesinde, bohai denizi'ni çevreleyen sarı nehir deltasında bulunur.
it is located in the yellow river delta, in the north of shandong province bordering bohai sea.

ve içine koyabileceğim beni çevreleyen alanda kendimi fiziksel türe dönüştürmek öyleki ya katkıda bulunabilir yada eleştirebilir.
and so i would put it on and sort of physically transform myself so that i could either contribute to or critique the spaces that surrounded me.

lcd ekranı çevreleyen siyah çerçeve, çarpıcı bir detay oluşturuyor ve kamerayı rakipleri arasında öne çıkarıyor.
the attractive black frame surrounding the lcd monitor is a small, yet striking detail, and really does make this camera stand out from the competition.

hücreyi çevreleyen birim zar ortalama olarak 75 angström (75x10-7 mm) kalınlığındadır.
===membrane===the cell membrane, or plasma membrane, surrounds the cytoplasm of a cell.

bir romen yetkilisi, güneybatıdaki bistret köyünü çevreleyen alanda yaşayan 10 bin kişinin daha bölgeden uzaklaştırılması gerekebileceği konusunda uyardı.
a romanian official warned that another 10,000 people in the area surrounding the southwestern village of bistret might have to be evacuated.

açık mavi ülkeyi zümrüt mavisi görüntüsü ile çevreleyen karayipler'i ve atlas okyanusu'nu ifade etmektedir.
the blue epitomizes the sky and the sea, specifically the atlantic ocean and caribbean sea which encircle the country.

katarakt geri gelmez ancak kataraktı çevreleyen ve suni merceğin içine yerleştirildiği saydam torba (kese) bazen kalınlaşabilir.
the cataract does not come back; however the transparent bag (pouch) surrounding the cataract and inserted into the artificial lens can sometimes thicken.