Results for akrababarini görmeye gitti onla g... translation from Turkish to English

onu görmeye gittim.
i went in to see her.

dozoları görmeye gittim.
and i went to see the dozo.

tom'u görmeye gittim.
i went to see tom.

bunu kendim görmeye gittim.
i actually went to see this one.

bir gün doktoru görmeye gitti.
one day he went to see the doctor.

o, isteksizce onu görmeye gitti.
she went to see him reluctantly.

binlerce kişi başkanı görmeye gitti.
thousands of people went to see the president.

o, geçen gün onu görmeye gitti.
he went to see her the other day.

ben dün beyzbol oyununu görmeye gittim.
i went to see the baseball game yesterday.

ve tabi ki, kuzeye asileri görmeye gittim.
and of course, i went to see the rebels in the north.

boston'da kalıyorken, o onu görmeye gitti.
she went to see him while he was staying in boston.

tom dün sabah erkenden mary'yi görmeye gitti.
tom went to see mary early yesterday morning.

bu nedenle, bavyera'ya eşini görmeye gitti.
therefore, he went to see his wife in bavaria.

arap Ülkeleri liginde amr moussa'yı görmeye gittim.
so i went and saw amr moussa at the league of arab states.

dozoların şefini görmeye gittim. bana sihirli güçlerinden bahsetti.
i went to see a dozo chief; he told me about his magical powers.

ben nehri görmeye gittim, onu büyük ölçüde şişmiş buldum.
i went to see the river, which i found greatly swollen.

Üçüncü yıl yahuda kralı yehoşafat, İsrail kralını görmeye gitti.
and it came to pass in the third year, that jehoshaphat the king of judah came down to the king of israel.

tom'u görmeye git.
go see tom.

onu ne zaman görmeye gitsem, o yatakta.
every time i go to see him, he is in bed.

tom'un ne keşfettiğini görmeye gitsem iyi olur.
i'd better go see what tom found out.