Results for benim yanimda translation from Turkish to English

benim yanimda
what the hell is this

benim yanıma oturdu.
he sat next to me.

ai benim yanımda oturdu.
ai sat down beside me.

orada benim yanımda olmanı istiyorum.
i need you there with me.

acele istediğiniz şey benim yanımda değil.
but what you wish to be hastened is not within my power.

sık sık benim yanıma oturur ve müzik dinler.
he often sits by me and listens to music.

benim yanımda şemsiyem vardı fakat arkadaşımın yoktu.
i had an umbrella with me but my friend did not.

acele istediğiniz (azab) da benim yanımda değildir.
but what you wish to be hastened is not within my power.

Çabucak gelmesini istediğiniz (azap) benim yanımda değildir.
but what you wish to be hastened is not within my power.

de: "allah'ın hazineleri benim yanımda demiyorum size.
(o muhammad!) say: 'i do not say to you i have the treasures of allah.

"ve onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım rabbim."
"and i seek refuge with thee o my lord! lest they should come near me."

ben size: "allah'ın hazineleri benim yanımdadır." demiyorum.
will you not remember?

de ki: “ben, size allah'ın hazîneleri benim yanımdadır” demiyorum.
(o muhammad!) say: 'i do not say to you i have the treasures of allah.

de: "allah'ın hazineleri benim yanımda demiyorum size. gizlilikleri de bilmiyorum.
(muhammad), tell them, "i do not claim to have all the treasures of god in my hands, nor to know the unseen, nor do i claim to be an angel.

ben size: "allah'ın hazineleri benim yanımdadır" demiyorum, gaybı da bilmem.
will you not remember?

ben size: "allah'ın hazineleri benim yanımdadır." demiyorum. gaybı da bilmem.
"and i do not say to you that with me are the treasures of allah, "nor that i know the ghaib (unseen); "nor do i say i am an angel, and i do not say of those whom your eyes look down upon that allah will not bestow any good on them.

“ey musa, korkma; şüphesiz ben(im); benim yanımda gönderilen (elçiler) korkmaz."
"moses, do not be afraid! the messengers need have no fear in my presence;

tercüme yapmam için beni yanına alırdı.
so she took me along to translate.