Results for bir şey daha translation from Turkish to English

bir şey daha ekleyeceğim.
i will also add one other thing.

başka bir şey daha yap
do something else

başka bir şey daha gördük.
we found out something else.

bunda başka bir şey daha var.
there's something else in that.

bir de çok kısa bir şey daha söyleyeceğim.
i'll tell you one more thing. it is too short.

bir şey daha söyleyemiyordum: yapmak istemiyordum.
the other thing i couldn't tell him is that i didn't want any.

son 200 yılda önemli bir şey daha oldu:
and in the last 200 years, something else has happened.

bir şey daha var çıkarılsa çok iyi olur bence.
there is one more thing. if it is removed, it would be very good.

ancak bundan öte, başka bir şey daha var.
but in addition, there's something else.

böyle bir şey daha göreceksiniz- bu ters etkidir.
you will have seen something like this -- this is the reverse effect.

ve başka bir kaç bir şey daha kafama dank etti.
and then a few other things started to dawn on me.

aslında, oldukça ilgi çekici başka bir şey daha.
now, here is another thing which is rather interesting.

hemen hemen aynı dönemde başka bir şey daha oldu.
now one other thing happened around this same time.

donanma subaylarının bugünlerde gurur duyacağı bir şey daha var.
the new romanian army chief of staff, rear admiral gheorghe marin, comes from the navy.

ama başka bir şey daha var. 18 dakika gerçekten önemli.
but, something else as well: actually, 18 minutes is important.

ve bir şey daha: archie kendisi de bu hastalıktan muzdarip.
and one more thing: archie was suffering from this illness himself.

bir şey daha var, hücrelere bu genleri almak zorunda olduğunuz.
there's another thing, which is you've got to get these genes into cells.

bu insanlarla ilgili bir şey daha var, orada olan amerikalılarla ilgili.
there's something else about these people, these americans who are there.

ve tabii ki eserlerim çirkinleşti ama olan başka bir şey daha vardı.
of course, my work turned ugly, but another thing happened.

ama yine de bu salonda hepimizin birlikte deneyimlediğimiz başka bir şey daha var.
but there is something else that we are all experiencing in this room.