Trying to learn how to translate from the human translation examples.
From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
tom çok dilli.
tom is multilingual.
Last Update: 2014-02-01
Usage Frequency: 1
Quality:
erdoÄan, kürtçe dilde yayın yapılacak çok dilli bir televizyon kanalının yakında hizmete gireceÄini de belirtti.
erdogan also said a multilingual television channel would be launched shortly that would include kurdish-language programming.
kiril ve methodius azizlerine adanmış bulgar kültür ilahilerinin iki dilli bir sunumu 3 mayıs'ta ruse kentinde düzenlendi.
a multilingual presentation of the bulgarian culture hymn, dedicated to saints cyril and methodius, took place on 3 may in ruse.
program azınlıkların kamu hizmetinde daha iyi temsil edilmesine yardımcı olacak ve farklı kamu kurumlarında iki dilli rejimlerin meydana getirilmesi sürecinde destek sağlayacak.
the programme will help achieve better representation of minorities in civil service, and will assist the process of establishing bilingual regimens at different public institutions.
bilindik mkk etkinliklerine ek olarak 88 saat süren ve tüm kosova'dan dinlenebilen iki dilli bir radyo yayını da etkinliklerin cabası olmuş.
besides the usual mcc activities, they ran 88 hours of a bilingual radio programme that could be heard all over kosovo.
• mültimedya özellikli, kullanıcı dostu, çok dilli enformasyon yardımıyla, karar alıcılara yönelik iletişimi ve bilgi akışını geliştirmek.
• improving communications and dissemination to decision-makers and citizens via multi-media, user-friendly, multilingual information.
düzenlenen bir okur anketine göre, çok dilli yayın ve balkanlara bölgeler ötesi bir yaklaşım southeast european times'ın güçlü yanları arasında yer alıyor.
coverage in multiple languages and a cross-regional approach to the balkans are among the strengths of southeast european times, according to a reader survey.
ama bütün resim bu değil. tatoeba sadece açık, işbirlikçi, çok dilli cümleler sözlüğü değildir. o, yapmak istediğimiz bir ekosistemin parçasıdır.
but that's not the whole picture. tatoeba is not just an open, collaborative, multilingual dictionary of sentences. it's part of an ecosystem that we want to build.
emcdda’nın başlıca çıkıș noktası avrupa’da uyuşturucu sorununun yıllık genel değerlendirmesi olup, bunu çok dilli, yıllık bir rapor paketinde sunmaktadır.
the emcdda’s main output is its yearly overview of the european drug phenomenon which it presents in a multilingual annual report package.
agİt'in basın geliştirme birimi, gelecek yıl makedonya'da alanında ilk olacak, entegre bir çok dilli haber merkezinin kurulması için mrtv ile birlikte çalışıyor.
the osce's media development unit is working with mrtv to develop an integrated multilingual newsroom next year, the first of its kind in macedonia.