Results for gelsinler translation from Turkish to English

onlar içeri gelsinler.
let them come in.

doğru söylüyorlarsa gelsinler bakalım ortaklarıyla.
do they have any witness to such an agreement? let them bring out such witness, if they are truthful.

neden krank ve acayip şeylerle gelsinler ki?
why would they appear only to cranks and weirdoes?

yalvarıyoruz yetkililere, allah için gelsinler görsünler halimizi"
we are begging officials, for god's sake, see our conditions.”

sana yaya olarak veya çeşitli taşıt araçlarıyla uzaklardan gelsinler."
they will come on foot and on lean camels from all the distant quarters

yoksa ortakları mı var? doğru söylüyorlarsa gelsinler bakalım ortaklarıyla.
or have they associates if they are truthful.

İnsanları hacca çağır; yürüyerek veya binekler üstünde uzak yollardan sana gelsinler.
"and proclaim the pilgrimage among men: they will come to thee on foot and (mounted) on every kind of camel, lean on account of journeys through deep and distant mountain highways;

yani oradaki mirasın yaymadı sosyal medyaya kapattı, ne gelsinler, ne gitsinlere geldi yani.
i mean, it has not spread its heritage and closed the social media. he didn't want them to come or go.

"İnsanlara hac ziyaretini ilan et. sana yaya olarak veya çeşitli taşıt araçlarıyla uzaklardan gelsinler."
"and proclaim the pilgrimage among men: they will come to thee on foot and (mounted) on every kind of camel, lean on account of journeys through deep and distant mountain highways;

ve insanları hacca davet et, uzakuzak, bütün yerlerden yaya olarak, yahut hayvana binerek gelsinler sana.
"and proclaim the pilgrimage among men: they will come to thee on foot and (mounted) on every kind of camel, lean on account of journeys through deep and distant mountain highways;

ben-hadat, ‹‹İster barış, ister savaş için gelsinler, onları canlı yakalayın›› dedi.
and he said, whether they be come out for peace, take them alive; or whether they be come out for war, take them alive.

İnsanları hacca çağır; yürüyerek veya incelmiş binekler üstünde (uzak yollardan) her derin vadiyi aşarak sana gelsinler.
(we commanded abraham), "call people for hajj - an act of worship accomplished by visiting the sacred sites in mecca." they will come on foot and on lean camels from all the distant quarters

musa haruna, ‹‹bütün İsrail topluluğuna söyle, rabbin huzuruna gelsinler›› dedi, ‹‹Çünkü rab söylendiklerini duydu.››
and moses spake unto aaron, say unto all the congregation of the children of israel, come near before the lord: for he hath heard your murmurings.

"İnsanlar içinde haccı duyur; gerek yaya, gerekse uzak yollardan (derin vadilerden) gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler."
"and proclaim the pilgrimage among men: they will come to thee on foot and (mounted) on every kind of camel, lean on account of journeys through deep and distant mountain highways;