Results for getirebilir translation from Turkish to English

birisini getirebilir miyim?
can i bring someone?

tom'u getirebilir miyim?
can i bring tom?

ana ışıkları getirebilir misiniz?
mk: can you bring up the house lights?

köpek bir sopayı geri getirebilir.
the dog can bring back a stick.

ailemi birlikte getirebilir miyim?
may i bring my family along?

buna da şöyle bir açıklama getirebilir.
but there's a good explanation for that.

bana bir time dergisi getirebilir misin?
could you bring me a time magazine?

fn: bebeğimizi buraya getirebilir misin?
fn: can you bring out our baby?

hırvatistan'da seçimler değişim rüzgarları getirebilir
election could bring winds of change in croatia

acele hareketler yarardan çok zarar getirebilir."
we can do more harm than good from rushed moves."

artık allah'ın şaşırdığını kim yola getirebilir?
and who can guide those whom allah has led astray?

s.jobs disney'e büyüyü geri getirebilir mi?
can s. jobs bring back the magic to disney?

ve bu ilgi durumuzu tüm yönleriyle daha iyi hale getirebilir."
and that attention would help leverage the situation, as well as all of the other sides of it."

ve acaba afrika bu siralamayi yanlis hale getirebilir mi?
and could africa get that sequencing wrong?

verdiği sözü, allah'tan daha iyi kim yerine getirebilir?
and who is more true to his promise than god?

anahtarlarımı masanın üzerinde bıraktım, onları bana getirebilir misin?
i left my keys on the table. could you bring them to me?

esas itibariyle, kimyayı "uygulama" haline getirebilir miyiz?
in essence, could we "app" chemistry?

bu durum, ülkeyi aşırılık yanlılarının hedefi haline getirebilir mi?
could that make the country a target of extremists?

bana teslim olmalarından önce, hanginiz o kraliçenin tahtını yanıma getirebilir?" dedi.
which of you can bring me her throne before they come to me surrendering themselves in obedience?"

ab'nin kararı sırbistan'daki siyaset sahnesine de pek çok olumsuzluk getirebilir.
moreover, the eu decision will bring many negatives in serbia's political life.