Results for hükümet daha şeffaf bir hale geti... translation from Turkish to English

orkestranın daha şeffaf bir kimliği var.
it has a more transparent identity.

Çok daha şeffaf bir finansal yönetime sahip olmalılar.
they have to have a much more transparent financial governance.

hükümet daha ihtiyatlı olmalıydı" dedi.
the government should have been more cautious," he said.

hükümeti daha şeffaf hale getirdi ve menfaat çatışmalarını bertaraf etmeye başladı.
he has brought more transparency into government and begun rooting out conflict of interest.

bir diğer hedef de, hükümet sistemini daha şeffaf hale getirip yolsuzluğu ortadan kaldırmak ve siyaseti yeni yüzlere açık hale getirmek.
another goal is to make the system of government more transparent, weeding out corruption and opening politics to new faces.

markanız dağılmaya başlar. daha karmakarışık bir hale geliyor.
your brand starts being dispersed, it gets more chaotic.

bakan ülkenin yargı sistemini daha şeffaf hale getirmek ve hukuk düzenini oturtmak için çabalar sarfetti.
he has strived to make the country's judiciary more transparent, and the rule of law more evident.

süleyman: “bu, sırçadan yapılmış şeffaf bir saraydır.”
(solomon) said: lo! it is a hall, made smooth, of glass. she said: my lord!

ancak daha şeffaf bir sistem ve açık denetim mekanizmalarının varlığı, yasa ihlallerini münferit örneklerden ibaret kılabilir.
but the fact that you have a system that is more transparent and the existence of clear control can reduce legal misdemeanors to mere incidents.

markoviç, siyasi parti kampanyalarının finansman ve harcamalarının daha şeffaf hale geleceğini belirtiyor. [reuters]
campaign financing and spending will become more transparent, according to markovic. [reuters]

yeni hükümetse daha abd yanlısı bir tutum sergiliyor.
the new government is taking a more pro-us stance.

sermaye piyasalarını daha derin, daha rekabetçi ve daha şeffaf hale getirmeyi amaçlayan yeni bir sermaye piyasaları kanunu’nun yasalaşması.
enactment of a new capital markets law, which aims to make capital markets deeper, more competitive and transparent.

rfc 4271 versiyonda hata numaraları düzeltilmiş, karmaşıklık giderilmiş ve endüstri pratiğine daha yakın bir hale getirilmiştir.
the rfc 4271 version corrected a number of errors, clarified ambiguities and brought the rfc much closer to industry practices.

aslında burada bir cisim var, fark edilmez hale getirilmiş.
there actually is something here, but it's degraded.

ls'den yapılan açıklamada ayrıca, siyasi partilerin finansmanının daha şeffaf esaslara dayandırılması çağrısı yapıldı.
though ls is currently a member of the ruling coalition, the party leadership has decided it will run independently in the next general elections, expected to take place at the end of the year.

obama, atina'nın yapması gereken şeyin, rekabet gücünü artırmanın yanı sıra ekonomik sisteminin daha şeffaf hale gelmesini sağlamak olduğunu kaydetti.
what athens should do is implement structural reforms to improve its competitiveness, as well as ensure that its economic system becomes more transparent, he noted.

buna ek olarak, ertesi gün federal hükümet acil durum merkezi aktif hale getirildi ve yerel hükümet şehri boşaltma kararı aldı.
additionally, the state government activated its emergency operations center the next day, and local governments began issuing evacuation orders.

kolombiya hükümeti daha fazla para talep etti.
the colombian government demanded more money.

gaz ve su boruları önce büyük şehirlere döşendi; küçük köyler çok daha sonra bundan yararlanabilir hale getirildi.
gas and water pipes were first installed in the big cities; small villages were connected only much later.

ancak makedon bilim insanları hükümetin daha fazlasını yapabileceğine inanıyorlar.
however, macedonian scientists believe the government can do more.